Türkiye, zeytinin gen merkezi ve binlerce yıldır zeytincilik yapılan bir coğrafyada yaşıyoruz. Dünyanın sayılı zeytin ve zeytinyağı üreticisi ülkelerden birisiyiz. Ancak bunun ne kadar farkındayız? Zeytin ve zeytinyağına gereken önem, değer veriliyor mu?
Genel olarak bakıldığında günümüzde zeytin yetiştiriciliğinin yüzde 90’ı Türkiye’nin de içinde olduğu Akdeniz havzasında gerçekleştiriliyor. En büyük üretici konumunda olan İspanya, son yıllarda iklim krizine bağlı olarak yaşanan kuraklığın etkisi ile istikrarsız bir üretime sahip. Geçmiş yıllarda zeytinyağı üretimi denildiğinde hemen İspanya, İtalya, Tunus, Yunanistan, Türkiye diye sıralama yapılırdı. Ancak iklim krizinin etkisi ile bu sıralama hem zeytinde hem de zeytinyağında artık kolaylıkla yapılamıyor. Sıralama yıldan yıla değişebiliyor. Son sezon (2024-2025) itibariyle Türkiye’nin sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında ise İspanya’dan sonra ikinci olduğunu söyleyebiliriz.
En önemli sorun iklim krizi
Tarımsal üretimde iklimin olumsuz etkileri her geçen yıl artarak devam ediyor. İklim krizinden en çok etkilenen ürünlerden birisi zeytin. Buna bağlı olarak en fazla etkilenen ülke de zeytinyağında açık ara lider olan İspanya.
Uluslararası Zeytin Konseyi verilerine göre, son 10 yıllık döneme bakıldığında İspanya’nın zeytinyağı üretimi 2013-2014 sezonunda 1 milyon 782 bin tondu. 2014-2015 sezonunda neredeyse yarı yarıya azaldı ve 842 bin tona düştü. Sonraki yıllarda 1 milyon 400 bin ton, 1 milyon 260 bin ton arasında değişti. 2018-2019 sezonunda 1 milyon 790 bin ton ile zirveye çıktı. Sonra yine normale döndü. 2021-2022 sezonunda 1 milyon 492 bin ton olan İspanya’nın zeytinyağı üretimi ülkede yaşanan son 500 yılın kuraklığı ile 2022-2023 sezonunda 666 bin tonla bu kez en düşük seviyeyi gördü. 2023-2024 sezonunda kuraklık devam etti ve üretim 766 bin ton oldu. Bu yıl kuraklık yok ve üretimin 1 milyon 300 bin tonun üzerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Zeytinle doğrudan ilgisi yok ama iklim krizinin önemi açısından dikkate alınması gereken bir olay yaşandı. İki yıl üst üste kuraklıktan kavrulan İspanya’da 29 Ekim 2024’te çok büyük sel felaketi yaşandı. Valensiya bölgesinde 1 yılda yağan yağış 1 günde yağdı. Çok sayıda insan( bu satırları yazdığım 3 Kasım’da 211 kişi) yaşamını yitirdi.
Kuraklık ve olumsuz hava koşullarlı İspanya kadar etkili olmasa da bir diğer önemli üretici ülke olan İtalya’da da istikrarsız bir üretime neden oluyor. Diğer üretici ülkeler Tunus, Yunanistan ve Türkiye de olumsuz hava koşullarından etkileniyor.
Türkiye’de rekor üretim bekleniyor
Üretim açısından bakıldığında Türkiye’de 2022 yılında rekor üretimin gerçekleştiği, 2023 yılında ise “yok yılı” olmasına rağmen ortalama bir üretim oldu. 2024 ürününde ise tüm zamanların rekoru kırıldı.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda yapılan 2024-2025 rekolte tespit çalışmasına göre, Türkiye’nin bu sezon toplam zeytin üretimi 3 milyon 600 bin ton olacak. Bu zeytinin 750 bin tonu sofralık olarak değerlendirilecek. Kalan 2 milyon 850 bin tonu ise yağlık olarak değerlendirilecek ve ortalama 6-7 kilo zeytinden 1 kilo yağ hesabı ile 475 bin ton zeytinyağı üretilecek. Geçen sezondan kalan yağ miktarı ile ilgili farklı tahminler var. Stoktaki yağın 100 bin ton olduğunu söyleyen de, 150 bin ton olduğunu söyleyen de var. Yani ciddi bir arz olacak.
Aralık ayında rekolte gözden geçirilecek ve kesinleşecek. Birçok üretici kuraklık nedeniyle verimin düşük olacağını bu nedenle Aralık’ta bu rekoltenin daha düşük olacağını, yağa gidecek zeytin miktarının artabileceğini söylüyor.
Üretici yüksek maliyet ve düşen fiyattan endişeli
Bu tüm zamanların rekor üretimine sevinmek gerekmez mi? Ama sektörde kiminle konuşsak rekor üretim nedeniyle sevinçli olmak bir yana endişeli. Üretici, rekor üretim nedeniyle fiyatların düşmesinden korkuyor. Nitekim Marmarabirlik zeytinde avans alım fiyatı açıkladı. Fiyatlar geçen yıl ile aynı. Geçen yıl 180 dane(1 kilodaki zeytin sayısı) zeytinin alım fiyatı 125 lira, 200 dane zeytinin fiyatı 105 liraydı. Taban fiyat ise 380 dane(1 kilodaki zeytin sayısı)için 47 lira, yağlık zeytinin kilosu ise 45 liradan alındı. Bu yıl artış yapılmadan bu fiyatlar avans fiyat olarak açıklandı.
Zeytinyağı alım fiyatı hasat öncesi üreticide litresi 225-230 liraydı bugünlerde 185 lira teklif edenler var. Daha da önemlisi alıcı çok nazlı davranıyor. Nasıl olsa yağ çok diyerek parayı bağlamak istemiyor. Üretici endişe duymakta haklı.
Üretici açısından en önemli sorun maliyetlerdeki artış. Özellikle işçilik maliyetleri çok yüksek. Birçok üretici zeytinini toplatacak işçi bulmakta zorlanıyor. İşçi bulanlar ise, işçilik ücretinin yüksek olmasından yakınıyor. İşçi ise verilen ücretin yetersiz olmasından şikayetçi.
Maliyetler artarken üreticideki zeytin ve zeytinyağı fiyatının düşmesi üreticinin zarar etmesine neden olacaktır. Bazı üreticiler “aldığımız para işçiye gidecekse hiç toplamasak daha iyi” diye düşünüyor.
Tüketimde yüzde 20 düşüş var
Artan fiyat ve tüketicinin alım gücünün düşmesi nedeniyle zeytinyağında ölçülebilir raf tüketiminde yüzde 20 civarında düşüş var. Üretimde artış, tüketimde düşüş var. Sanayici tüketimdeki düşüşün endişesini yaşıyor.
Tüketici artan rekor üretime rağmen fiyatların düşmemesi ve en önemlisi de aldığı yağın gerçek zeytinyağı olup olmaması endişesini yaşıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2 Kasım 2024 itibariyle taklit ve tağşiş yapan, sağlığı tehlikeye düşüren gıdalara ilişkin kamuoyuna açıkladığı, teşhir ettiği 834 ürünün 365’i bitkisel yağlar ve bunun da neredeyse tamamı zeytinyağı.
İhracatçı kur baskısı nedeniyle rekabet sorunu yaşıyor
İhracatçı geçmişte uygulanan ihracat yasaklarının yarattığı tahribatı tamir etmeye ve yeniden ihracatı artırmaya çalışıyor. İspanya’da normal üretime dönülmesi ile fiyatlardaki düşüş nedeniyle ve en önemlisi de baskı altında tutulan döviz kuru nedeniyle rekabet edememe endişesi yaşıyor. Bir yandan da “bu kadar yağı kime satacağız” endişesi var. Tam 13 ay uygulanan dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağı bazı pazarların kaybedilmesine, ülkeye ve ihracatçılara olan güvenin zedelenmesine neden oldu. Yasak kalktı ama iş işten geçti.
İhracata baktığımızda 2022-2023 sezonunda 150 bin ton ile en yüksek seviyeye ulaşıldı. Ancak ondan sonra gelen ihracat kısıtlaması, yasağı ile ihracat düşmeye başladı. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Uygun’un verdiği bilgilere göre 2023-2024 sezonunda Ekim sonu itibariyle zeytinyağı ihracatının 70 bin ton olması bekleniyor.
İspanya’da zeytinyağı üretiminin yarı yarıya azaldığı, İtalya’da, Yunanistan’da kuraklık nedeniyle üretimin azaldığı bir dönemde bile Türkiye’nin ihracatı en iyimser rakamlarla 150 bin ton olurken eldeki 350-400 bin ton yağ kime satılacak? Üstelik bu yıl İspanya’da, İtalya’da ve diğer üretici ülkelerde de üretim normal, yani bir kayıp yok. Türk zeytinyağını almak için iştahlı davranmayacaklar.
İhracat hedefi 200 bin ton
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Uygun, Türkiye’nin 2024/25 sezonunda 750 bin tonluk sofralık zeytin ve 475 bin tonluk zeytinyağı rekoltesiyle tarihi zirveyi gördüğünü belirterek ihracatla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Tarihi rekolte, ihracatta tarihi rekorlar kırmamızı zorunlu kılıyor. Türk üreticisinin uzun yıllar emek vererek yetiştirdiği zeytin ağaçlarımızın meyvelerinin katma değerli hale gelmesi, üreticilerimizin emeklerinin karşılığını alması için 2024/25 sezonunda 200 bin ton zeytinyağı ve 100 bin ton sofralık zeytin ihraç ederek 1 milyar dolar döviz getirisini ülkemize kazandırmak için çalışacağız. Önümüzdeki 5 yıllık vadede de yıllık ihracatımızı 1,5 milyar dolara çıkarmak için gece-gündüz çalışacağız.”
Sofralık zeytinin de çıkış yolu ihracatta
Sadece zeytinyağında değil sofralık zeytinde de tarihi rekor var. Beklenen üretim 750 bin ton. Bunun tahmini olarak 350 bin tonu içerde tüketilecek. Kalanından ne kadar ihraç edilirse üretici ve ülke için o kadar yararlı olur.
Sofralık zeytinde 2023/24 sezonunda 17 bin ton karşılığında 47 milyon dolarlık yeşil zeytin ihraç edildiğini belirten Emre Uygun: “En fazla ihracat yaptığımız ilk 3 ülke sırasıyla Almanya, Irak ve Amerika Birleşik Devletleri oldu. Siyah zeytin ihracatımız ise 60 bin ton karşılığında 162 milyon dolara ulaştı. Bu kategorideki en büyük pazarlarımız ise Almanya, Irak ve Romanya. 2023/24 sezonunda toplam sofralık zeytin ihracatımız 78 bin ton seviyesinde gerçekleşirken bu ihracattan 210 milyon dolar döviz geliri elde ettik. Sofralık zeytin ihracatında, ortalama birim fiyatımız yüzde 46 oranında artırdık.2024-2025 sezonunda hedefimiz sofralık zeytin ihracatını en azından 100 bin tona çıkarmak.” bilgisini verdi.
Destekler yetersiz, daha çok desteğe ihtiyaç var
Özetle, sofralık zeytinde, zeytinyağında tüm zamanların rekor üretimini gerçekleştiren Türkiye, bu rekora sevinmek yerine endişe duyuyor. Bunun temel nedeni birçok üründe olduğu gibi zeytincilikte de doğru politikaların uygulanmaması. Tarımsal üretime, zeytinciliğe gereken değer verilerek doğru üretim, destekleme ve dış ticaret politikaları uygulansa Türkiye rekor üretimden endişe değil zenginlik üretmiş olurdu. Tarımda planlı üretime geçildi.
Stratejik 13 ürün belirlendi ve bu ürünler arasında zeytin ve zeytinyağı yok. Kanola, aspir var ama zeytin yok. Böyle olunca zaten yetersiz olan destekler daha da azalacak. Zeytinyağında fark ödemesi kilo başına 1 lira, zeytinde 20 kuruş. Oysa zeytinyağına ilk destek primi verildiğinde 1998’de dolar bazında 40 sent olarak verilmişti. Markalı zeytinyağı ihracatındaki destekler kaldırıldı. Nereden nereye geldik. Üreticiyi üretimde, tüketiciyi tüketimde ve ihracatçıyı da pazarda tutmak için zeytin ve zeytinyağına gereken önemin ve desteğin verilmesi gerekir.