22.05.23

Türkiye’nin İklim Krizi Algısı Raporu Yayınlandı

Türkiye’nin İklim Krizi Algısı Raporu Yayınlandı

Yuvam Dünya ve Konda iş birliğiyle hazırlanan Türkiye’nin İklim Krizi Algısı raporu yayınlandı. Rapor, toplumun iklim değişikliğini bu yıl en çok hava kirliliği, afetlerin artması ve olağan dışı mevsim olaylarının çoğalmasıyla ilişkilendirdiğini gösteriyor.

Araştırmaya göre, toplumun yarısından fazlası gıda ve beslenme sorunlarının yaygınlaşması, solunum yolu ve kalp damar hastalıklarının kötüleşmesi, su ve taşıyıcı hayvanlar aracılığıyla bulaşan enfeksiyonların artması gibi durumları iklim kriziyle ilişkilendiriyor. İklim değişikliği konusunda endişeli olanların oranı yüzde 84’e yükseldi. Raporda dikkat çeken bulgulardan bazıları:

  • Geçen sene yüzde 61 ile olağan dışı mevsim olaylarının çoğalması iklim kriziyle en ilişkili konu olarak görülürken bu sene iklim kriziyle en alakalı bulunan konu yüzde 78 ile hava kirliliği. Geçen yıla kıyasla hava kirliliğini iklim kriziyle ilişkilendirme oranı yüzde 19 artmış durumda.
  • Hava kirliliğinden sonra en çok tercih edilen şık ise afetlerin artması. Toplumun yüzde 67’si orman yangını, sel, kuraklık gibi afetlerin artmasını iklim değişikliği ile ilişkilendiriyor.
  • Çiftçiler, suya erişimin zorlaşması, gıda fiyatlarının artması, gıdaya erişimin zorlaşması, bitki ve hayvan çeşitliliğinin azalması, afetlerin artması gibi konuları ortalamaya kıyasla çok daha fazla oranda iklim değişikliği ile ilişkilendiriyorlar.
  • Çiftçilerin ortalamaya göre biraz daha fazla farkındalık sahibi olduğu diğer 2 konu ise, bitki çeşitliliğinin azalması ve gıdaya erişimin zorlaşması. Toplumun yüzde 54’ü bitki ve hayvan çeşitliliğinin azalmasını iklim değişikliğine bağlarken çiftçilerde bu oran yüzde 66.
  • İklim değişikliği konusundaki endişe demografik olarak incelendiğinde kadınlar erkeklere kıyasla, gençler yaşlılara kıyasla daha fazla endişeliler. Ayrıca modernlik durumu, gelir ve eğitim seviyesi arttıkça, inanç seviyesi azaldıkça iklim konusunda endişelenme durumu da artıyor. Bir başka benzer durum da endişenin ortaklığında. Pek çok konuda zaman zaman çatışan ve kutuplaşan kesimler mesele iklim değişikliği olduğunda endişe etmekte ortaklaşıyor.
  • İklim değişikliği konusunda bireysel olarak sorumluluk alması gerektiğini düşünenlerin oranı umut verici. Bu konu demografik değişkenlere göre incelendiğinde iklim değişikliği
    konusunda endişeye benzer şekilde toplumda bir ortaklaşma görüyoruz. Zira toplumun her
    kesiminin çok büyük bir bölümü sorumluluk almaya açık. Bu konuda bireysel sorumluluk almaya en gönüllü kesimler yüzde 94 ile 18 yaş altı çocuğu olan kadınlar ve yine yüzde 94 ile üniversite mezunları.
  • İklim değişikliği konusunda sorumluluk almalıyım diyenlerin yüzde 92’si iklim değişikliğinin gelecek nesiller için tehdit olarak görüyor. İklim değişikliği beni ilgilendirmiyor diyenlerde ise bu oran yüzde 61.
  • İklim değişikliği konusunda sorumluluk hissedenlerin yüzde 80’i iklim krizinin kendi hayatları için tehlikeli olduğunu düşünürken iklim krizi beni ilgilendirmiyor diyenlerde bu oran yalnızca yüzde 38.
  • İklim değişikliği konusunda endişe seviyesinin de sorumluluk bilinci ile göreceli bir şekilde
    arttığını görüyoruz. İklim değişikliği konusunda hiç endişeli değilim diyenlerin ancak yüzde
    46’sı iklim değişikliği için kendini de sorumlu tutarken çok endişeli olanlarda bu oran yüzde
    96’ya çıkıyor.

Kaynak: cdn.shopify.com