29.02.24

Türkiye’de ve Türk Cumhuriyetler’inde Tahıl Ürün Deseni

Dr. Öğr. Üyesi Güven Şahin / Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat FakültesiBeşeri ve İktisadi Coğrafya ABD

Dünya medeniyet tarihinin en eski organize topluluklarından birini teşkil eden Türkler, tarih boyunca pek çok devlet kurmuş ve tarih sayfasında derin izler bırakmışlardır. Türklerin ilk anayurdu olarak işaret edilen Orta Asya, tarih boyunca çeşitli özellikleriyle stratejik önemini korumuş bir sahadır. Geçmişte ticaret yollarıyla büyük önem arz eden saha günümüzde de özellikle yeraltı kaynaklarıyla dikkat çekmektedir. Özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden (SSCB) ayrılan Türk Cumhuriyetleri ile ilgili olarak ekseriyetle yeraltı kaynakları üzerinde durulmakta olup tarım başta olmak üzere diğer iktisadi faaliyetler fazlaca gündeme alınmamıştır. Öte yandan günümüz Türk Dünyası’nın sınırlarını belirlemek ve zenginlikleriyle potansiyellerini belirlemek oldukça güçtür. Nitekim Türk Dünyası ile Bağımsız Türk Cumhuriyetleri sınırları arasında çok ciddi farklılıklar söz konusudur. Bu nedenle de Türk Dünyası ile ilgili değerlendirmeleri kesin ifadelerle açıklamak oldukça güçken, Bağımsız Türk Cumhuriyetleri için bu çok daha kolaydır. Bu çalışmada da kesin çıkarımlarda bulunabilmek adına konu Bağımsız Türk Cumhuriyetleri çerçevesinde ele alınmıştır.

Günümüzde bağımsızlığını kazanmış Türk Devletlerinin genel durumuna baktığımızda Türkiye ve KKTC haricindeki eski SSCB’den ayrılan Türk Cumhuriyetleri üzerinde doğal gaz başta olmak üzere henüz çoğu değerlendirilmeyi bekleyen doğal kaynakları üzerinde Rusya Federasyonu’nun büyük ölçüde etkisi olduğuna dikkat çekilmesi gerekmektedir. Rusya’nın özellikle Türk Cumhuriyetleri üzerindeki etkisi, doğal kaynakların büyük çoğunluğu yanı sıra ticaret ve diğer potansiyeller üzerinde de görülmektedir. Çalışma öznemizi oluşturan tahıl üretiminde de genel manada en büyük paydaş Rusya olmuştur. Söz konusu ülkeyle birlikte Çin’in ve kısmen de İran’ın bölge üzerinde azımsanmayacak etkileri olduğunu da belirtmek gerekir. Bu ve diğer bazı hususlarla Orta Asya’daki Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasında 1990’larda beklenen büyük iş birliği / ortaklıklar da gerçekleşememiştir. Söz konusu zayıf ilişki özellikle zirai alanda kendini çok daha net bir şekilde göstermektedir.

Günümüzde Bağımsız Türk Cumhuriyetleri, en büyüğü Kazakistan en küçüğü ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olmak üzere toplam 4.6 milyon km2’lik bir sahayı kaplayan 7 bağımsız devletten oluşmaktadır (Tablo 1). Nüfus açısından ise 80 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye’yi sırasıyla Özbekistan ve Kazakistan takip etmekte olup diğerlerinin nüfusları 10 milyonun altındadır. Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin 2020 itibarıyla toplamda 300 milyon hektarı aşkın tarım alanları bulunmakta olup bu anlamda en geniş alan Kazakistan’a aittir. Bununla birlikte söz konusu alanların büyük bir kısmı çayır ve meralardan (Büyük bir kısmı bozuk) oluşmakta, sınırlı bir kısmı ekilmekte ve çok az bir alan da sulu tarım alanlarından oluşmaktadır. Ekilebilen alanlarda da tahılların ekimi bazı ülkelerde dikkat çekici oranlara ulaşırken bazılarında çok küçük bir paya sahiptir. Örneğin; Türkiye’de ekili alanların %30’a yakınını tahıllar oluştururken, bu değer KKTC’de %47.6’ya kadar çıkmış, Türkmenistan’da ise sadece %2.9’luk kısmı oluşturmuştur (Tablo 1). Dikkat edileceği üzere Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinde toplam tarım alanları içerisinde tahılların payı %10’u dahi bulmamaktadır. Sonuç olarak KKTC, Türkiye ve Azerbaycan tarımsal faaliyetleri içerisinde tahıl üretiminin öne çıktığı görülmektedir. Tüm Bağımsız Türk Cumhuriyetleri’nde ise %9.5’lik kısım tahıl yetiştiriciliğine ayrılmıştır.

Dünya genelinde ticari manada üretimi yapılan tahılların pek çoğu Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde de yetiştirilmektedir. Tahıllardan buğday ve arpa gibi pek çok besin maddesinin temelini teşkil eden çeşitler Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin tümünde yetiştiriliyor olmakla beraber tritikale ve karabuğday gibi çeşitler ise birkaç ülkede yetiştirilmektedir. Son yıllarda yaygınlık kazanan kinoa, ticari manada üretimi oldukça azalan siyez ve gernik ise sınırlı olarak üretilen diğer tahıl çeşitleri olarak ürün deseninde yer almaktadırlar.

Ülkeler çapında üretilen tahıl çeşitlerini inceleyecek olursak resmi manada istatistiklere konu olan ürünler içerisinde çeşitliliğin en fazla Türkiye ve Kırgızistan’da olduğu görülmektedir (Tablo 2). Bu ülkeleri benzer ürün desenlerine sahip Kazakistan ve Özbekistan takip etmektedir. Çeşitliliğin Azerbaycan’da diğer ülkelere göre daha sınırlı kalmış, Türkmenistan’da başlıca 5 tahıl, KKTC’de ise sadece buğday, arpa ve yulaf yetiştiriciliği yapılmaktadır. Buğday ve arpa tüm Türk Cumhuriyetlerinde yetiştirilmekte olup yulaf ise Türkmenistan haricinde geri kalan ülkelerin tümünde yetiştirilmektedir. KKTC dışında çeltik, çavdar ve mısır diğer tüm ülkelerde ekimi yapılan tahıllardır. Esasında KKTC’de de mısır yetiştiriciliği söz konusu olmakla beraber resmi istatistiklere konu olmamıştır. Sorgum ve darı ise Türkmenistan ve KKTC dışındaki ülkelerde yetiştirilen tahıl çeşitleri olup tritikale ise sadece Türkiye ve Kırgızistan’da üretilmektedir. Karabuğdayın üretimi de Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan ile sınırlıdır. Kuşyemi ise sadece Türkiye’de üretilmektedir. Türkiye’de kinoa üretimi resmi istatistiklere yansımasa da son yıllarda yetiştiriciliğine başlanmış olup bu anlamda umutvar sonuçlar elde edilmiştir. Kırgızistan’da da elverişli yetiştiricilik şartlarına bağlı olarak kinoa üretimi yapılmaya başlanmıştır.

Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde 2020 itibarıyla tahıl çeşitlerinin üretim, ekim alanı ve verim durumlarına baktığımızda toplam 21.9 milyon hektar alandan 44.683.511 ton buğday üretimi gerçekleşmiştir (Tablo 3). Buğdayı 6.5 milyon hektarın üzerindeki ekim alanıyla arpa takip etmiş ve aynı yıl 13.643.503 ton arpa üretilmiştir. Dünya genelinde oldukça yaygın olan ve 2020’de 1.1 milyar ton kadar üretilen mısır ise Türk Cumhuriyetleri genelinde oldukça az yetiştirilmekte olup 1 milyon ha. alandan 9 milyon ton mısır elde edilmiştir. Özellikle doğu ve güneydoğu Asya için en önemli tahıllar arasında yer alan çeltik ise Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde yetiştirilen tahıllar içerisinde 4. sırada yer almış olup 427.184 ha.’lık sınırlı ekim alanından 2.034.097 ton ürün elde edilmiştir. Geri kalan tahıllar ise çok daha sınırlı ekim alanlarında yetiştirilmiş olup özellikle tritikale, darı, sorgum ve kuşyeminin üretimleri çok düşük miktarlardadır.

Bağımsız Türk Cumhuriyetleri bünyesinde üretilen tahılları ürün özelinde detaylandırdığımızda sırasıyla;

Buğday: Medeniyetimizin gelişip şekillenmesinde şüphesiz ziraatın ve zirai faaliyetler içerisinde de tahılların kültürü en önemli noktayı oluşturmaktadır. Tahıllar içerisinde ise geçmişten beri gerek beslenmede gerekse geliştirilen çeşitlerle dünyada en geniş ekimi yapılan tarım ürünü olmasıyla buğday en önemli yeri işgal etmektedir. Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde 2020 itibarıyla üretilen tahıllar içerisinde buğday %63 gibi önemli bir paya sahiptir.

Buğday üretimi noktasında Bağımsız Türk Cumhuriyetlerindeki duruma baktığımızda 1992 – 2020 yılları arasında 22 – 23 milyon ton civarında seyrettiği görülmektedir (Tablo 5). Söz konusu üretim değerleriyle dünya buğday üretiminde de seçilmiş her yılda görüldüğü üzere %10 ila 11’lik pay korunmuştur. Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin tümünün bulunduğu Asya kıtasındaki duruma baktığımızda da genel olarak 100 milyon ton civarındaki buğday üretiminin hemen her yıl %22 ila 24’ü kadarının söz konusu ülkelerde üretildiği görülmektedir. Buna göre de Çin ve Hindistan gibi büyük nüfus kitlelerinin bulunduğu, geniş ölçekli üreticilerin yanında Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin de önemli bir yer işgal ettiği görülmektedir.

Buğday üretimine baktığımızda Türkiye dışında diğer Türk devletlerinin hiçbirinde uzun soluklu bir istikrardan bahsetmek mümkün değildir. Bağımsız Türk Cumhuriyetleri içerisindeki en büyük buğday üreticisi olan Türkiye, tablo 6’da da görüldüğü üzere seçilmiş yıllar itibarıyla belli üretim aralığıyla en istikrarlı ülke konumundadır. Öte yandan Türkiye için artan nüfusu göz önüne alındığında buğday üretiminin neredeyse 20 yıldan fazla bir süredir kayda değer bir artış göstermemesi de bu anlamda ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur. Türkiye’nin ardından 2. sırada yer alan Kazakistan ise buğday üretiminde ciddi artış ve azalışların görüldüğü ülkelerdendir. Ülkede 1992’deki 18 milyon tonluk buğday üretiminin 1995’te neredeyse 1/3’ü kadar üretilebilmiş, hatta 1998’de 4.700.000 tonluk üretimiyle ülke tarihinin en düşük üretimi gerçekleşmiştir. İlerleyen yıllarda sürekli artmışsa da 2010 – 2012 arasında yine 10 milyon tonun altında kalmıştır. Son yıllarda yeniden artan buğday üretimi 2020’de 14.257.950 ton olmuştur. Nüfus açısından Bağımsız Türk cumhuriyetleri içerisinde 2. sırada yer alan Özbekistan’ın sınırlı buğday üretimi dikkat çekmektedir. Ülkede esasında 1990’lara kıyasla buğday üretimi kayda değer oranda artmışsa da 2000’ler boyunca ülke buğday üretimi 6 milyon ton civarında seyretmiştir. Bu açıdan Özbekistan için buğday ve buğday ürünleri konusunda önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu söyleyebiliriz. Azerbaycan, geçmişten beri sınırlı buğday üretimi olan bir ülke olmuş, nitekim 2020’de de bağımsız Türk Cumhuriyetleri toplam buğday üretiminin sadece %4.1’ini sağlayabilmiştir. 1990’lara kıyasla ülke buğday üretimi kayda değer ölçüde artmışsa da 2000’ler boyunca üretim ortalama 1.5 milyon ton seviyesinde kalmıştır. Türkmenistan ise buğday üretiminde istikrarsızlığın en fazla görüldüğü ülkelerdendir. 1992 – 2005 yılları arasında önemli ölçüde artış yaşanmışsa da (Yaklaşık 6.5 katlık bir artış) sonrasında hızlı bir gerileme gerçekleşmiştir. Ülkede 2005’teki 2.834.000 tonluk buğday üretimi 2007’de %60’lık bir gerilemeyle 1.082.770 tona kadar inmiştir. Takip eden yıllarda ise artış ve azalışlar devam etmiştir. Ülkede üretilen buğdayın ise tamamı iç tüketimi karşılamaya yönelik olup sadece %10’u kadarı yem olarak kullanılmaktadır (FAO, 2012: 37). Kırgızistan’ın buğday üretimine baktığımızda istisna 2000 yılı bir kenara bırakılacak olursa üretimi 1 milyon tonun altında kalmış olan ülkede özellikle son yıllarda üretim çok düşük seviyelerde kalmıştır. Ülkenin bağımsızlığını kazandığı yıllardaki 600 bin ton civarındaki buğday üretimi dalgalı üretim seyri sonrasında son olarak 2020’de de 600 bin ton civarında kalmıştır. Kırgızistan, çoğu tarımsal ürün bakımından kendi ihtiyacını karşılayamayan bir ülke olup ülke nüfusunun %60’ından fazlası kırsal kesimde yaşadığı halde tarım işletmelerinin %90 gibi büyük bir kısmı küçük ölçekli işletmelerden oluşmaktadır (FAO, 2016: 9). Bağımsız Türk Cumhuriyetleri içerisindeki en dengesiz üretim seyri ise KKTC’de görülmektedir. Ülkenin 1992’deki 41.692 tonluk buğday üretimi 2000’e gelindiğinde sadece söz konusu değerin %10’u kadar üretilebilmiş ve ülkede buğday üretimi yakın yıllara değin 10.000 tonun üzerine çıkmamıştır. Son yıllarda ise hızlı bir üretim artışıyla 2015’te 14.642 tona, 2020’de de 26.950 tona kadar çıkmışsa da buğday üretimi hala 1990’ların başlarındaki değerin çok altındadır (Tablo 6).

Yukarıda bahsedilen buğday üretim değerleri yumuşak ve sert (Durum) buğday verilerini kapsamaktadır. Bununla birlikte ülkelerin tümünde ticari manada önemini büyük ölçüde yitirmiş yerel buğday çeşitleri sınırlı da olsa üretilmektedir. Örneğin; Azerbaycan’da geçmişte nispeten yaygın olan kavuzlu buğday (Spelt) günümüzde neredeyse üretilmemektedir. Türkiye’de de siyez ekseriyetle İhsangazi (Kastamonu)’de yetiştirilmekte olup son yıllarda başarılı tanıtım çalışmalarıyla pazarlarda ilgi görmeye başlamıştır. Konya’da ise sınırlı alanda yetiştiriciliği yapılan gernikle ilgili olarak üretimi artırmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Fakat söz konusu buğday çeşitleri toplam buğday üretiminde çok sınırlı bir paya sahip olduğundan iktisadi manada pazar değerlerinden bahsedebilmek çok güçtür.

Arpa: Buğdaydan sonra Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde en fazla yetiştiriciliği yapılan tahıl çeşidi arpadır. Dünya çapında ise sırasıyla mısır, buğday ve çeltikten sonra 4. sırada arpa yer almaktadır. Arpa yetiştiriciliği temelde bira imalatı ve hayvan besleme amacıyla yapılmaktadır. Özellikle bira imalatıyla öne çıkan Almanya, Çekya, Birleşik Krallık gibi ülkelerin bu anlamda biralık arpa üretimi ve ihracatı çok yüksek seviyelerdedir. Biralık arpa üretiminde ise Çin, Almanya, Brezilya ve Meksika ilk sıralarda yer almaktadır.

Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin toplam arpa ekim alanı ve üretimlerinin son 18 yıldaki değişimine baktığımızda tablo 7’de görüldüğü üzere ekim alanı ortalama 5 milyon ha., üretim de 11 – 12 milyon ton aralığında seyretmiştir. Söz konusu üretim değerleriyle dünya genelindeki paylarında ise kayda değer bir değişim gerçekleşmemiştir. Bağımsız Türk Cumhuriyetleri toplam arpa üretimleriyle 2003’te %8.15, 2007’de %8.11, 2011’de %8.52, 2015’te %8.42, 2018’de %8.98 ve 2020’de de %8.68’lik paya sahip olmuştur. Her ne kadar istisna daralmalar olsa da (2008 ve 2014’teki gibi) bunlar dönem dönem yaşanan olumsuz hava şartlarından (Şiddetli kuraklığın yaşandığı yıllardaki gibi) kaynaklı düşüşlere bağlı olarak gerçekleşmiştir.

Arpa üretimini Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ölçeğinde ele aldığımızda en büyük üretici Türkiye olup %60 civarındaki payıyla bu anlamda lider konumundadır. Türkiye’yi %26’lık payıyla Kazakistan takip etmektedir (Şekil 6). Türkiye ve Kazakistan toplam %87’lik paylarıyla Bağımsız Türk Cumhuriyetleri içerisindeki arpa üretim merkezleri olarak adlandırılabilirler. Arpa üretimde 3. sırada yer alan Azerbaycan ise %7.2’lik paya sahip olup sırasıyla Kırgızistan, Özbekistan, KKTC ve Türkmenistan izlemektedir.

Şekil 6: 2020’de Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde Arpa Üretiminin Ülkelere Göre Payları