22.02.24

Tarımsal Üretim Planlama Düşüncesinde Farklı Bir Yaklaşım Modeli “Soft Planning”

Türkiye yıllardır dillendirdiği tarımsal üretim planlama modeline geçiyor. Modelin sağlıklı çalışması için sözleşmeli üretim esasları de altlık olarak hazırlandı.

Bir önceki Tarım ve Orman Bakanı Sayın Vahit Kirişçi döneminde torba yasa ile kabul edilen Planlı Tarımsal Üretim Modeli yasası paydaş çevrelere uzun zamandır anlatılmaya ve ortak bir yol haritası bulunmaya çalışılıyor. Torba yasayı çıkaran sayın Vahit KİRİŞÇİ değişse de yeni Bakan İbrahim YUMAKLI Bey söz konusu çalışmayı daha temkinli olarak sahipleniyor.

Dünya tarihine bakıldığında tarımsal üretim planlaması fikri arazi mülkiyet sahipliliği üreticilerde olan ülkelerde ekonomik krizlerin ya da savaşların olduğu dönemde dile getirilmesi dikkat çekicidir. Nitekim ilk tarımsal üretim planlama ve matematiksel model 1929 yılında ABD de ekonomik buhran döneminde geliştirilmiştir. İkinci dünya savaşı döneminde İngiltere (1939-42), İlçe Savaş Tarım Planlaması şeklinde bir proje ile ülkede üretilen her üründe ve arazide planlama yapmayı denemiştir. O zamanın koşulları planlamayı etkili hale getirememiştir.  İkinci dünya savaşı sonrası yeşil devrim ile dünya genelinde üretim patlaması yaşanması tarımsal üretim planlaması fikrini rafa kaldırmıştır. Arazi mülkiyeti kamunun inisiyatifinde olan sosyalist ülkelerde ise üretim planlanması yapılsa da beklenen verimlilik uzun vadede ortaya konamadığı için şekil değiştirmek zorunda kalmıştır.

Bugün dünyada gıda güvencesi algısında yaşanan hassasiyet, iklim değişikliği, nüfus artışı ve gıda milliyetçiliği gibi sebeplerden kaynaklı tarım ve gıda ürünleri daha da stratejik boyutlara getirmiştir.  Beklenen olumsuz gelişmeler her ülkede farklı arayışlar ortaya konmasına neden olmaktadır. Günümüzde İspanya’nın Galiçya bölgesinde parsel bazlı tarımsal üretim planlaması çalışmaları yürütülmektedir. Yine hakeza AB tarım müktesebatında tarımsal üretimin planlaması hedefler arasındadır.

Tarımsal üretimin planlanması toprak, su, insan, girdi ve finans gibi kaynaklarının doğru ve efektif kullanılması bakımından önemli bir kaldıraçtır. Diğer taraftan gıda arz talep dengesinin oluşturulmasında, fiyat istikrarı ve enflasyonun kontrol altında tutulmasında, toplam faktör verimliliğinin belirlenmesinde, tarımsal sayımın güncel tutulmasında ve gıda arzında yaşanabilecek kırılımlarda erken uyarı sisteminin oluşturulmasında destek aracı olmaya namzettir. Burada önemli olan planlanmanın nasıl olacağı, hedeflerinin doğru tespit edilmesi, planlama için mevcut araçların ve modellerin nasıl geliştirileceğine, veri sağlığı konusunda alınacak aksiyonlarda, planlamadan etkilenecek gruplar ile ilgili nasıl aksiyonlar alınacağı ve geliştirilecek modelde güven yaratılmasıdır.

5 Nisan 2023 tarihli resmi gazetede yayınlan Orman ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile tarımda Zorunlu Ekim ve Sözleşmeli Üretim torba yasada ve ortaya çıkartılan yasanın iptali ve yönetmeliklerin durdurulması için Ziraat Mühendisleri Odası dava açtı. Dava sonucu ne olur Danıştay Başkanlığı karar verecektir. Lakin yasa ve yürütmenin içeriğinde bazı belirsizlikler olması çözüm için bakanlık bürokrasisi için de fırsat oluşturacaktır.

Ülkemiz koşullarında hem bitkisel hem hayvansal hem de su ürünleri üretimi planlamak hiç de kolay değildir. Yaklaşık 3 milyon üreticinin gelirini ilgilendiren, 7 iklim, 447 havzanın olduğu ve yaklaşık 23 milyon hektar tarım alanı, 37 milyon parselin varlığı, 40 milyar dolarlık GSMH üretildiği bir iş kolunun merkezi planlama ile yönetmeye kalkışmak içerisinde büyük riskler barındırmaktadır. Tasarlanan tarımsal üretim planlaması üretim iradesinin çiftçinin elinden alınıp kamunun(bürokrasinin) iradesine geçen bir noktaya evrilmesi arazi sahipliliğin şahıslarda olan ülkelerde geçmiş tecrübeler gösteriyor ki asla sürülebilir olamamaktadır.  Nitekim Tablo 1 de görüldüğü üzere Kredi Kayıt Bürosu’nun her yıl düzenli olarak yaptığı Türkiye Tarımsal Görünüm anketinden de anlaşılacağı üzere çiftçilere üretme iradesinde ürün tercih edilirken nelere dikkat etikleri sorulan anket net ortaya koyuyor. Söz konusu ankette sorulan soru tek seçenek değil, beş farklı seçenek söylenebileceği şeklinde yaklaşarak üretme iradesi irdeleniyor. Anket sonuçlarına göre üreticini ilk tercihi bildiği ürün ekmek şeklindedir.  Diğer karar verme sürecini etkileyen faktörler fiyat, piyasa koşulları, Hayvan yemi ve satış/pazarlama özellikleri ön plana çıkıyor. Yönetmelikle getirilen sözleşmeli üretim tercihi ise ancak %10 dilimine girebiliyor. Devlet desteklerini dikkate alarak ürün tercihi yapan üretici %2, Tavsiye ile ürün tercih ederim diyenin oranı %1,5 olarak ölçülüyor. Söz konusu anket sonuçlarına bakarak üretmede karar iradesinin üreticiden alınıp; kamunun ya da komisyonların eline geçmesi “kaş yaparken göz çıkarır mıyız” sorusunu sormamıza neden oluyor.

Tablo: Türk Çiftçisi Ekim Tercihini Neye Göre Yapıyor?

Hal böyle iken nasıl bir sözleşmeli üretim modeli geliştirebiliriz? Bu sorunun cevabı için bazı ilkelerin önceden ortaya konması zaruri duruyor. Tarımsal üretim planlamasının ilkeleri olarak önerilerimiz şunlardır: Yönlendirici planlama yaklaşımı (Soft Planing), teşvik edici unsurlar, şeffaf, güvene dayalı sistem, katılımcı, pazar odaklı, dinamik, bürokratik yükü azaltıcı, kayıtlılığı özendirici, sayısal verilere dayalı, kaynak verimliliği amaç edinen, projeksiyon/modellemeler içeren, dijital/erişilebilen karar destek sistemi içeren, erken uyarı mekanizmaları oluşturulan ve sistemin dış ticaret ile bağları güçlendirilmiş sistemler bütünü olarak adlandıracağımız organizasyon şeklinde sıralanabilir.

Bütün tarımsal özellikler içinde planlanması en zor ve meşakkatli olan bitkisel üretim kısmıdır. Zira bitkisel üretim ürün/toprak/su/iklim/insan/ girdi çeşitliliği bakımından kaotiklik barındırmaktadır. Üretimin planlanması da en çok bu alanda ihtiyaç duyulmaktadır; zira kaynak verimsizliği ve sürdürülebilir arz talep dengesizliği bitkisel üretimde daha çok görülmektedir. Ayrıca bitkisel üretim planlaması hayvancılığın girdisi olması açısından hayvancılık planlaması için de stratejiktir. Bu nedenle planlamanın doğru tasarlanması, uzun vadede kalıcı sonuçların elde edilebilmesi için veri sağlığına, multi disipliner yaklaşım ile planlama uzmanlarına ve katılımcı/çoğulcu ve “Tarladan merkeze; merkezden tarlaya” işleyen soft planlama modelleri ve yaklaşımına ihtiyaç duyulacaktır. Soft planlamada amaç üreticinin ürün ile ilgili karar verme sürecini yönlendirmek ve karar alırken alternatifleri göstererek doğru çeşit tercihlerinin yanında üretim sırasında proseslerinde (besleme, sulama, hastalık zararlı kontrolü vs.) yardım edecek karar destekleri ile güçlendirmek sisteme inancı ve kayıtlılığı artıracaktır.  Karar destek sistemlerinden elde edilecek sonuçlar hasattan çok önce arz fazlası ya da arz açıkları tahmin edileceğinden dış ticaret politikaları doğru miktar ve zamanda aksiyonlar ile ülke içi sürdürülebilir gıda arzı sağlanabilecektir. Diğer taraftan doğru tasarlanmış tarımsal üretim planlaması kaynak verimliliği sonuçları alınırken, fiyat dalgalanmaların önüne de geçilebilecektir.

Ülkemiz geçmiş dönemlerde ürün bazında üretim planlamasını ve sözleşmeli üretimi şekerpancarı, haşhaş, tütün gibi ürünlerde çok başarılı uygulamalar yaptığını biliyoruz. Üretim planlaması konusunda tecrübemiz yok değil. Mesele bu tecrübelerimiz ülkemiz coğrafyasında geniş ürün yelpazesine geliştirebilmektir. Makine aklı, derin öğrenme, Coğrafi Bilgi Sistemi gibi yazılım dünyasının geliştiği çağımızda planlamaya akıl, bilim, veri ve insan odaklı yaklaşırsak; ülke tarımına rekabetçi ve dirençli yapı kazandırarak bugün üretimde yaşanan birçok sorunun üstesinden gelebiliriz. Doğru planlama aklı ile dünya çapında bir başarı hikayesi yazabiliriz. Yeter ki tarımın ekonomik bir faaliyet olduğu gerçeğini kaybetmeyelim.