07.08.24

Tarımsal Gıda Sisteminde Sıfır Salıma Ulaşmak

Dünya Bankası Mayıs ayında, “Yaşanabilir bir Gezegen Tarifi: Tarımsal Gıda Sisteminde Sıfır Salıma Ulaşmak” (Recipe for a Livable Planet: Achieving Net Zero Emissions in the Agrifood System) adlı bir rapor yayımladı.

Tarımsal gıda alanı iklim değişikliği ile mücadele konusunda geri plana atılsa da bu sektör tek başına 1,5 derece hedefine ulaşılamamasına sebep olabilir. Sektörün yıllık sera gazı salımı 16 GT seviyesinde, yani tüm ısınma ve elektrik salımlarından biraz daha fazla. Bu durumu değiştirmek için 2050 yılına kadar tarımsal gıda üretimindeki salımların net sıfır seviyesine gelmesi gerekiyor. Rapor, pratik bir rehber şeklinde bunu sağlamak için gerekli mevcut teknolojilerin nasıl kullanılabileceği, ucuz ve eldeki imkanlarla alınabilecek önlemleri detaylı bir şekilde anlatıyor. Bu sayede gıda arzı güvenliğinin iyileştirilmesi, küresel gıda sisteminin iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı olması ve olumsuz etkilenen nüfusların korunması gibi ek faydalar da sağlanabilir.

Raporda tarımsal gıda sektörünün net sıfır seviyesine ulaşması için gereken finansal yatırımın çok düşük olduğu (tüm iklim değişikliği ile mücadele bütçesinin yalnızca % 2,4’ü) belirtiliyor. Bu da sektör için büyük bir fırsat. Tarımsal gıda sektörüne yapılan yatırımların 18 kat artarak yıllık 260 milyar ABD doları seviyesine gelmesi 2030 yılına kadar bu sektörün tüm sera gazı salımlarını yarıya indirmeye, 2050 yılına kadar da sıfırlamaya yetiyor. Bu yatırımın sağlık, ekonomi ve çevre üzerindeki olumlu etikleri sayesinde 2030 yılına kadar yapılan yatırımın yaklaşık 16 katı olan 4,3 trilyon Amerikan doları seviyesinde bir geri dönüşü olacağı hesaplanıyor.

Küresel ölçekte sektörün önündeki fırsatlardan bazıları raporda şu şekilde sıralanıyor:

– Kaynaklara ve teknolojik bilgiye erişimleriyle yüksek gelirli ülkeler, tarımsal gıda sektöründeki salımların azalmasında merkezi rol oynayabilir.
– Yüksek gelirli ülkeler düşük gelirli ülkelere teknolojik ve finansal destek verip bu ülkelerin düşük salım ekonomisine geçmelerini hızlandırabilir.

– Tarımsal gıda sektöründeki enerji talebi yüksek gelirli ülkelerde daha fazla olduğundan bu ülkelerde yenilenebilir enerji daha çok özendirilebilir.
– Yüksek gelirli ülkeler yüksek salım ile üretilen hayvansal gıdalar için tüketici talebini azaltacak önlemler geliştirebilir. Bu gıdalara sosyal ve çevresel maliyetler de eklenip fiyatlandırma bu şekilde yapılmalı. Ayrıca sebze ve kümes hayvancılığı için teşvikler getirilebilir.

– Orta gelirli ülkelerde düşük salımlı tarıma geçmek için alınacak önlemler çok düşük maliyetli. Orta gelirli 15 ülke, tarımda salım azaltma potansiyelinin 3’te 2’sine hakim.

– Orta gelirli ülkelerde toprak alanının kullanımı da büyük fark yaratıyor. Ormanlık alanların tarımsal arazilere dönüştürülmesi engellenirse karbon yakalama artar ve sera gazı salımları azaltılır.

– Orta gelirli ülkelerde ayrıca hayvansal üretimden kaynaklanan metan gazı salımı, gübre kullanımından ve evsel atıklardan kaynaklanan salımlar da düşük maliyetli çeşitli çalışmalarla azaltılabilir.

Kaynak. Ekoiq