Prof. Dr. Erdoğan GÜNEŞ
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi
Kalkınma, ekonomi içindeki sektörlerin yani tarım, sanayi ve hizmetlerin gelişmesine, büyümesine yönelik çalışma ve faaliyetler sonucunda ölçümü mümkün olan bir kavramdır, nicelik ve nitelik yönleriyle değerlendirilmektedir. Bazen kalkınma, gelişme kavramı ile birlikte kullanılmaktadır, farklı anlamları olmakla birlikte zaman zaman birlikte ve eş anlamlı olarak da ifade edilmektedir. Her iki kavram da sürecin ölçülmesine ve makro değerlendirmelere yardımcı olmaktadır. “Kalkınma” genellikle bir ülke veya toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yönden ilerlemesini ifade etmektedir. Örneğin, ülke nüfusunun sağlıklı ve eğitimli olması, işsizlik oranının düşük olması ve sektörel üretimin artması gibi faktörler kalkınma ölçütleri olarak kabul edilmektedir. “Gelişme” ise genellikle bir toplumun veya bireyin potansiyelinin tam olarak gerçekleşmesini açıklamaktadır. Örneğin, bireyin veya toplumun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimine uygun şekilde büyümesi ve yetişkinliğe ulaşması gibi durumlar gelişmeyi açıklayabilmektedir. Bu yönleriyle kalkınma ve gelişme birlikte değerlendirilebilir. Ancak kalkınma daha çok ekonomik ve sosyal ilerlemeyi ifade ederken, gelişmede mikro düzeyde ya da bireysel ve kişisel ilerleme vurgulanmaktadır. Ancak her iki süreçte de önemli olan, temel sorun alanı olan finansmanın etkisi ve katkısını yönlendirmek, finansman kaynaklarını organize etmek ve düzenlemek, fon kaynaklarıyla fırsatları olumlu olarak sürece dahil etmek hedeflenmektedir.
Küresel dünyada günümüzde tarım, sektörler arasında stratejik önemi ve katkısı birincil derecede artan bir alanı oluşturmaya devam etmektedir. Yaşanılan küresel sorunlar bunu ortaya koymuştur. Tarımın gelişmesi, tarımsal üretim ve tüketimin sürdürülebilir gelişiminde, tarımsal kalkınmaya ilişkin politikalar ve eylem planları geliştirilmektedir. Tarımsal kalkınma, tarım sektörünün gelişmesine yönelik çalışmaları ifade etmektedir. Tarımsal kalkınma, tarımın üretim, işleme, pazarlama gibi aşamaları içermekte ve tarımın ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan kalkınmasını amaçlamaktadır. Tarımsal kalkınmanın gerçekleştirilmesi için, tarım sektörüne yönelik finansmanın zamanında, yeterli ve uygun koşullarda sağlanması önemlidir. Çünkü tarım, üretim ve pazarlama süreci ile uzun süreli döngüye sahip bir organizasyondur, geri ve ileri bağlantılarıyla değer zinciri yapısı içinde gereksinimler ve zorunluluklar itibariyle farklılıklar göstermektedir. Nüfusun belli bir kesiminin yanında sektör içerisinde yer alan paydaşların nicelik ve niteliklerini dikkate alındığında, önemli bir istihdam alanı olan tarım sektörünün kalkınmaya ivme kazandırdığı görülmektedir. İstihdam yanında beslenme, döviz sağlama, katma değer yaratmada sektörün gelişen dünya düzeni ve ekonomik-teknolojik sürece uyum sağlamasında gereksinimlerinin giderilmesi zorunludur.
Finansman, tarım işletmelerinin çeşitli giderlerini karşılamaya yönelik olarak verilen para ve sermayedir. Örneğin, tarım işletmelerinin yatırımlarını düzenlemek, üretim maliyetlerini karşılamak, işletme sermayesi eksikliğini gidermek, yeni teknolojilerin alımını finanse etmek, yeni pazarlara yönelimini sağlama gibi amaçlar için kısa, orta ve uzun vadeli finansman kaynaklarına gerek vardır. Son dönemlerde özellikle de çevre ile uyumlu, kaynak kullanımını daha uygun maliyetli hale getirmek için tarımsal finansmandan yararlanılmaktadır.
Tarımın girdi gereksinimlerinin giderilmesi, üretimden pazarlamaya teknolojik gelişmelerden yararlanmasında finansman önemli ve gereklidir. Tarım sektörünün farklı fon kaynakları içerisinde kamu, özel, kooperatif, sivil toplum kuruluşları gibi kurum ve kuruluşlar önemli rol oynamaktadır. Bu süreçte farklı finansman modellerinden de yararlanılmaktadır. Sürdürülebilir tarımsal üretimin önceliklendirildiği, su, güneş, enerji ve kaynak verimliliğinin kalkınma plan ve programlarında artarak hissedildiği çalışmalar, finansman boyutluyla da tarıma girmektedir. Tarımın içinde bulunduğu süreç ve gelişmelerden yararlanmasında finansal uygulamalar farklılaştırılmaktadır. Ayrıca, tarımsal kalkınma için özel finansman programları da kamu ve özel sektör tarafından oluşturmaktadır. Bu programlarda yeşil finansman kavramı çerçevesinde fon, kredi, teşvik ve desteklerle tarım, doğa dostu ve maliyet azalması odağında kalkınmaya hizmet etmektedir. Son yıllarda giderek artan ve uygulamaya konulmaya çalışılan yeşil anlaşma sürecine özellikle tarıma yönelik bankacılık arayışında olan bankaların kredi portföylerinde “yeşil kredi” yoluyla tarımsal işletmelerine, KOBİ’lere ve tarımsal yatırımcılara destek mekanizmaları artış göstermektedir. Şüphesiz ki ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak önceliklendirilen konular farklı olmaktadır. Ancak tarımda enerji kullanımı, sulama sistemleri, güneş enerjisinden yararlanma, fosil kaynaklar yerine doğal kaynakların kullanımı ile maliyetin azaltılmasına ve doğanın korunmasına yönelik uygulamalar, iklim değişiminin iyice hissedildiği bu dönemde artacaktır. Bu süreç tarımsal kalkınmanın sağlanmasında tarımsal finansmanın gerekliliğini, dönüşümünü ve yeni model ve uygulamaların ortaya çıkışını artıracaktır. Yani tarımsal kalkınmada geleneksel finansman yöntemlerinden hal hazırda uygulanması artacak yeni yöntemlere geçiş hızlanacaktır.
Tarımsal finansman yöntem ve uygulamaları, tarıma kredi veren ve fonlama faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşların hedeflerini farklılaştırmaktadır. Dünyada artan üretim maliyeti ve çevre kirliliği, iklim değişikliği süreci tarımın finansmanında yenilikçilik ve doğa dostu finansmanı güncel hale getirmektedir. Tarımsal kalkınmanın ekonomik boyutunu dikkate alan yaklaşımlar sürdürebilirlikle çevresel boyutun da önemini kavratmaya başlamıştır. Toplum ve tarım kesimi için kalkınmanın dönüşümünde yenilikçi tarımsal finansman ilke ve uygulamaları geliştirilmeye başlamıştır.
Tarımsal kalkınmada yeşil dönüşüm temelli yapılanmanın öne çıktığı günümüzde finans kuruluş ve kurumlarının destekleri yanında uluslararası kaynakların da kullanımı artırmaktadır. Bu kapsamda Avrupa Yeşil Anlaşma Yatırım Planı’nda 2021’den 2030 yılına kadar AB bütçesinden 503 milyar Avro sağlanması hedeflenmektedir. Ülkemizde bu alanda finansman destekleri 2 temel başlık altında sunulmaktadır. Bu kapsamda finans kuruluşlarının programları yanında kamu destekleri söz konusudur. Finans kuruluşları olarak tarıma kredi veren bankalar öne çıkarken, kamu destekleri çeşitli Bakanlıklar ve kalkınma ajansları aracılığıyla ile gerçekleşmektedir. Dönüşüm kavramının hızlıca kullanıldığı bu dönemlerde, kalkınmanın odağında “dijital ve yeşil dönüşüme yönelik finansmanın gelişeceği” tahmin edilmektedir. Temiz kalkınmanın sağlanmasına yönelik olarak da sürdürebilir ve akıllı tarım uygulamaları ile de kalkınmada finansal yapının etkisi artmaktadır.
Tarımsal kalkınma sürecine kamunun etkisi ve sorumluluğu yanında günümüzde yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının da etkinliği gündeme getirmektedir. Çeşitli ulusal ve uluslararası fonlarla destek, teşvik, kredi, yardım vb. finansal girdilerin sağlanması yoluyla tarımsal kalkınmanın finansal katkısından yararlanmak yaygın olmaya devam etmektedir. Ekonominin temel prensiplerinden olan belli bir çaba ile minumum masraf ve maksimum gelir temel ilkelerinin devamlılığında tarımsal finansmanın rolü büyüktür. Finansal olanaklardan yararlanmada da tarımsal üretimin gerçekleştiği ve faaliyetin yürütüldüğü işletmelere yönelik yabancı kaynak teminin uygun koşullarda ve zamanında temini gereklidir. Her bir işletme modelinin finansman kaldıraç oranı farklıdır ve bu süreçte finansmana erişim de oranı etkilemektedir. Tarımsal kalkınmanın top yekün olabilmesinde her bir işletme yapısı ve modeli için farklı finansman şekilleri ve uygulamaları söz konusu olacaktır. Birlikte kalkınmak ve yerelin kalkınmasını birlikte gerçekleştirmek için alandan gelebilecek veri ve bilgilere uygun finansman gereksinimlerin tespiti ve modellerin uygulanması zorunludur. Kırsalda tarıma yönelik finansman görevi olan veya bunu görev olarak kabul ederek faaliyette bulunan kurum ve kuruluşların etkinliklerini artırmak ve sistemi kolaylaştırmak, tarımsal kalkınmayı hızlandıracaktır. Özellikle yerelde IPARD ve diğer desteklerle kurulan yerel eylem dernekleri, tarım kooperatifleri, genç girişimci ve yatırımcıların, tarım kültürünü geliştirmek isteyen ve yerele katma değer kazandırmayı hedefleyen, istihdam olanakları yaratanların en temel sorunu olan, finansman sorununu çözmeye katkıda bulunmaları gerekmektedir. Bu yönleriyle tarımsal kalkınmanın yerelde en önemli sorun alanı olarak görülen sermaye yetersizliği ve sermaye yönetimindeki yetersizlikler olarak finansmanın kalkınmadaki rolü ve önemi büyüktür. Kırsalın emek ve sermaye gücünü artırmada finansal konuların anlaşılmasında finansal okuryazarlığın geliştirilmesi düşünülmelidir. Tarımın fon bulması ve üretim çıktısı olarak fon oluşturması sürecinde yani oto finansman kabiliyetinin artırılmasında tarımın finansman sorunu çözmek gerekmektedir. Kırsalda kalkınma sürecinin geliştirilmesinde tarım itici bir güçtür. Stratejik özelliği günümüzde daha da belirgin olarak ortaya çıkan, kendine yeterliğin sağlamasında geliştirilmesi zorunlu olan tarım sektörünün kalkınmaya yapacağının katkının temelinde tarımsal finansman yatmaktadır.