
Dr. Öğr. Üyesi İlknur KUTLAR YAYLALI
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü
Geçmişten günümüze yerleşimler suyun var olduğu alanlarda oluşmuş, günümüze kadar şekillenerek gelişmiş, her yerleşim bölgesi için iklim koşullarına göre farklı sulama kültürleri oluşmuştur. Bu oluşum sürecinde gıda ihtiyacı artışına bağlı olarak, tarım arazilerinin genişletilmesi, iklim değişimleriyle birlikte bitki desenlerinin farklılaşması tarımsal sulama suyuna olan ihtiyacı artırmış, suyun planlı ve verimli kullanılması için farklı yaklaşımları da beraberinde getirmiştir.
Günümüzde yeterli miktar ve kalitede suya ulaşım, iklim değişimlerinin etkisiyle paydaşlar arasında rekabeti artırmış, güvenilir gıda dolayısıyla tarımsal sulama suyu ihtiyacı için alternatif çözüm arayışlarına girilmiştir. Bu çözümlerin sağlanmasında sosyal, ekonomik, çevresel ve politik konular bir arada düşünülmek durumundadır. Önceliğimiz ise bölgede, gereken zamanda, yeterli miktar ve kalitedeki suya ulaşmak ve bu suyu verimli kullanmaktır. Tüm dünya ülkelerinin çevreyi koruması, altyapı hizmetlerini geliştirmesi ve teknolojiyi kullanmasının yanı sıra alternatif su kaynakları, suyu yeniden kullanma olanakları, paydaşlar arasında dağılımının yeniden düzenlenmesi gibi konulara önem vermesi gerekmektedir. Dünyada kullanılabilir özellikteki suyun dağılımı yıllar arasında değişim göstererek evsel endüstriyel ve tarım arasında pay edilmekteyken, ülkemizde sulama teknolojilerinin doğru uygulanmamasından dolayı en büyük pay tarımsal kullanım olmaktadır. Suyu tarımda kullanılırken ana amaç birim alanda birim sudan en yüksek faydayı sağlayabilmektir. Tarımda su verimliliğini sağlayabilmek ise bölge özellikleri, iklim özellikleri, toprak-su özellikleri, yetiştirilecek üzün özellikleri, uygulanacak sulama programı, sulama yöntemi ve sistemi gibi birçok bileşene bağlıdır. Burada mevcut su varlığının korunabilmesi, yönetilebilmesi, plan dahilinde kullanıma sunulabilmesi, su kayıplarının önlenebilmesi ve bunlar için araştırma faaliyetlerinin yürütülebilmesi oldukça önemli olurken arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanılabilmesi, su kaynaklarının korunması açısından bir alternatif olarak bu araştırmalara dahil edilmektedir.
Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar on milyarın üzerine çıkacağı tahmin edilirken, gıda ihtiyacı ile birlikte tüm paydaşların suya ihtiyacı da paralel olarak artacaktır. Kullanılabilir su varlığı sınırlıyken, artan su ihtiyacının karşılanması konusunda, su kullanımında en büyük paya sahip tarımda su verimliliği son teknolojiler kullanılarak yeni stratejiler geliştirilerek sağlanmalıdır. Tarım uygulamalarında alınacak tedbirlerle su kullanımının verimli hale getirilmesi gelecekte en önemli konumuz olacaktır.
Yaşanan iklim değişimleriyle birlikte son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, ülkemiz kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Ülkemizde yapılan tarımsal üretim son yıllarda yaşanan alışılmışın dışındaki iklim olaylarından olumsuz etkilenmektedir. Örneğin sıcaklıklarda veya yağışlarda görülen değişim ve düzensizlikler, buharlaşma, toprak nemi, taşkın, yeraltına sızan su miktarı, bitki deseni gibi birçok bileşende değişimlere yol açarken bazı bitkilerin suya ihtiyacını da artırmaktadır. Ülkemizde bu konuda yapılan çalışmalar birçok üründe verim ve kalite kayıpları oluşacağını, ekim ve hasat zamanlarının değişerek ürün gelişiminin etkileneceğini, hastalık ve zararlıların artacağını, bu ve buna benzer durumların sonucunda ise maliyetlerin artarak gıda fiyatlarını olumsuz etkileyeceğini göstermektedir.
Canlıların beslenme ihtiyacını karşılayan tarımsal faaliyetlerin her aşamasında suya ihtiyaç duyulmaktadır. Gizli bir tehlike olarak adlandırılan iklim değişiminin etkisiyle oluşan tarımsal kuraklıktan en az düzeyde etkilenmek için, suyun planlanması, yönetilmesi ve verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak, gelecek nesillerin güvenilir gıdaya ulaşımını kolaylaştıracak kısa orta ve uzun vadeli tedbirlerin acilen uygulamaya geçmesi yararlı olacaktır. Asi takdirde ürün miktar ve çeşitleri azalacak, tarım toprakları kullanılamaz hale gelecek, yeşil alanlar azalacak, gıda ve suya ulaşım zorlaştığı için ihracat azalırken ithalat artacak, oluşacak yoksullukla birlikte düzensiz göçler başlayacaktır.
Tüm bu olumsuzlukların devam etmesi durumunda ise ülkeler arasında başta su olmak üzere kaynaklara dayalı savaşlar meydana gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu problemlerin oluşmaması için öncelikle su kullanım randımanını artıracak projelere yani, basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, daha az su tüketen sıcaklığa daha dayanıklı bitkilere öncelik verilmesi, sulamada otomasyon sisteminin uygulanması gibi konulara daha çok yer verilmelidir. Buharlaşma sızma gibi su kayıpların önüne geçilmesi, yeni su depolama alanlarının oluşturulması, havzalar arası su transferlerinin faydalılık durumlarının araştırılması, su hasadı, kullanılmış suların yeniden kullanım olanakları için arıtma sistemlerinin kurması gibi tedbirler hız kazanmalıdır. Çiftçi eğitimleri verilerek güneş ve rüzgâr enerjisinin kullanımı yaygınlaştırılmalı, sonuç odaklı somut hedeflerle çiftçilerle ziraat mühendisleri işbirliği içinde çalışmalara devam etmelidir. Buna benzer alınacak tedbirlerin fayda-zarar ve masraf analizleri yapılarak çevre sorunları yaratmayacak şekilde, yapılacak ulusal ve uluslararası su planlamaları ile suyun verimli kullanımı için su yönetimi oluşturularak uygulamaya geçirilmelidir. Ülkemizde tarımda kullanılan suyun verimli kullanılmasında bahsedilen sorunlar ve alınacak tedbirler için, ilgili bakanlıklar, üniversiteler, özel sektör ile kamu kurum ve kuruluşlarında mevcut veya planlanmış projelerle tarımsal sulamaların yurt genelinde programlar dâhilinde olması için çalışmalar sürmektedir. Ülke genelinde tarım için kullanılabilir özellikteki mevcut suyumuzu yeni iklim koşullarına uyum sağlayarak, verimli şekilde kullanmak durumundayız aksi takdirde şimdiye kadar yapılan veya yapılması planlanan tüm çalışmalar sonuçsuz kalacaktır.
Yaşanabilir bir dünya için tarımda suyun tek bir damlasını bile israf etmeden verimli kullanmak dileğiyle…