14.12.23

Savaşın Görünmeyen Yüzlerinden Biri de Biyoçeşitlilik Kaybı

Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP) verilerine göre dünyada biyolojik çeşitlilik açısından zengin bölgelerin yaklaşık 3’te 2’si son 60 yılda savaş ve çatışmalara sahne olurken uzmanlar, bazı türlerin kaybedilmesinin geri dönülemez sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. 

UNEP’in 2018’de yayımladığı “Biyoçeşitliliği Savaşın ve Silahlı Çatışmaların Zararlı Etkilerinden Neden Korumamız Gerekiyor?” başlıklı çalışmada, savaş ve çatışma durumunda çevrenin hem doğrudan zarar gördüğü hem de bu gibi kriz anlarında çevre yönetim sistemlerinin işlevselliğini yitirmesi sonucu ekosistemin dolaylı etkilendiği anlatıldı.

Afganistan, ormansızlaştı

Afganistan’da uzun yıllar devam eden çatışmalar sonucu, ormanların yarısından fazlasının yok olduğu, savaş koşullarında ortaya çıkan yönetimsel bozukluklar sebebiyle de ormansızlaşma oranının bazı bölgelerde yüzde 95’e kadar çıktığı aktarılan çalışmada, bunun sonucunda milyonlarca Afgan’ın sel, çığ ve toprak kayması gibi doğal afetlere karşı savunmasızlıklarının arttığına dikkat çekildi.

Filistin, su kriziyle boğuşuyor

UNEP tarafından işgal altındaki Filistin toprakları hakkında 2020’de yayımlanan bir başka çalışmada ise bölgede yaşanan su krizinin oluşturduğu çevre tahribatının boyutları gözler önüne serildi. Raporda, İsrail saldırıları sonucu alt yapı sistemlerinin ağır hasar alması sonrası Gazze’den Akdeniz’e akan arıtılmamış veya kısmen arıtılmış kanalizasyon sularının ve atık suların miktarının 2018’de günde 110 bin metreküp olduğu ve deniz ekosisteminin ciddi şekilde etkilendiği vurgulandı.

Ukrayna’da, endemik türlere ev sahipliği yapan yüz bin hektar alan tahrip oldu

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Rusya-Ukrayna Savaşı üzerine yapılan çalışmada ise, Ukrayna’nın Avrupa’nın biyoçeşitliliği için önemli bir bölgede yer aldığı ifade edilerek, ülkede 70 binden fazla nadir ve endemik bitki-hayvan türü bulunduğu ve çatışmalardan kaynaklı orman yangınları sonucu, aralarında koruma altındakilerin de olduğu 100 bin hektar alanın tahrip edildiği bildirildi.

Çoğu zaman geç kalınmış oluyor

Savaş ve çatışmalar sonucu meydana gelen doğa tahribatı hakkında açıklamada bulunan Uluslararası Orman Araştırma Kuruluşları Birliği (IUFRO) Bilim ve Politika Programı Koordinatör Yardımcısı Dr. Nelson Grima, savaşlar esnasında karar vericilerin, biyoçeşitliliğin insan yaşamı için ne kadar önemli olduğunu anlamadıklarını söyledi. Grima, “Bu yüzden doğayı ve ekosistemi korumak öncelik haline gelmiyor. Bu konuya çatışmalar bittikten sonra önem veriliyor ama ne yazık ki karar verdiklerinde çoğu zaman geç kalınmış olunuyor” dedi.

Kaybedilen biyoçeşitliliğin geri kazanılması çok zor

Savaşlar ve çatışmalar esnasında karar vericilerin, biyoçeşitliliğin korunmasının önemi hakkında uygun bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Grima, şöyle devam etti: “Silahlı çatışmalar sonucu kaybedilen biyoçeşitliliğin yeniden kazanılması çok zor. Bazı türlerin ortadan kaldırılması ya da ağır şekilde tahrip edilmesi geri dönülemez sonuçlara yol açabilir. Tamamen iyileştirme genellikle mümkün olmasa da yeniden ormanlaştırma ya da popülasyonu artırma gibi çalışmalar biyoçeşitliliği geri getirmeye katkı sunabilir. Bu iyileştirme sürecinin genellikle çok uzun süreceğini ise aklımızda tutmamız gerekiyor.”

Biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliğini tetikliyor

Çatışmalar sonucu kaybedilen biyoçeşitliliğin doğrudan veya dolaylı olarak iklim değişikliğini etkilediğini dile getiren Grima, iklim değişikliği kaynaklı heyelan, toprak kayması ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarıyla mücadelede yerel doğal sistemlerin korunmasının en iyi yöntem olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: yeşilhat