21.08.25

İklim Değişikliği, Türkiye’de Kahve Yetiştiriciliğine Göz Kırpıyor

Uzmanlar, iklim değişikliğinin ülkenin bazı bölgelerinde tropikal iklime yakın koşullar yaratmasıyla Türkiye’nin kahve yetiştiriciliğinde yeni bir merkez haline gelebileceğini öne sürdü.

Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Vural Gökmen, Türkiye’nin Doğu Karadeniz ve Çukurova gibi çeşitli tarım bölgelerinde yakın gelecekte kahve üretimi için uygun iklim koşullarının görülebileceğini vurguladı. Gökmen, “Doğu Karadeniz gibi belirli bölgelerde subtropikal meyvelerin yetiştiğini biliyoruz. Dolayısıyla iklim koşulları, Türkiye’nin hem güney hem de kuzey bölgelerinde kahve plantasyonlarının kurulmasına olanak sağlayabilir” dedi.

Değişen hava koşulları dünyanın lider kahve üreticilerini tehdit ediyor

Türkiye’nin kahve yetiştiren bir ülke olarak ortaya çıkma potansiyeli, geleneksel kahve üreten ülkelerin iklim değişikliği nedeniyle giderek artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde ortaya çıkıyor. Gökmen, dünyanın önde gelen kahve üreticileri olan Brezilya, Vietnam, Kolombiya, Endonezya ve Etiyopya’nın toplam küresel üretimin yaklaşık yüzde 70’ini karşıladığını kaydetti. Ancak artan sıcaklıklar ve düzensiz hava olayları, özellikle Arabica kahvesi yetiştirilen bu bölgeleri giderek daha fazla tehdit ediyor.

Kahve, sabit sıcaklık ve istikrarlı yağış seviyor

18-24 santigrat derece ve üzeri sıcaklıklarda yetişen Arabica kahvesi ile 22-28 santigrat derece ve daha düşük rakımları tercih eden Robusta kahvesi, her ikisi de istikrarlı yağışa ve sabit sıcaklıklara büyük ölçüde bağımlı. Gökmen, “Gündüz ve gece veya yaz ve kış arasında sıcaklık dalgalanmalarının en az olduğu iklim bölgeleri kahve için idealdir. Kuraklık ve ardından gelen sel gibi düzensiz hava koşulları, verimli toprakların aşınmasına ve verim ile kalitenin düşmesine neden oluyor” diye vurguladı.

Küresel ısınmanın kahve yetiştiriciliğine uygun bölgeleri değiştirebileceği, Arabica’nın kuzey enlemlerine kayabileceği ve Robusta’nın potansiyel olarak onun yerini alabileceği konusunda uyardı: “Ortalama yıllık sıcaklık birkaç derece bile artarsa, kahve şu anda geliştiği bölgelerde artık yetiştirilemeyebilir” dedi.

Ayrıca, kahve yaprağı pası gibi zararlı ve hastalıkların ortaya çıkması da ek riskler oluşturuyor. Gökmen, bu tehditlerle mücadele ederken aşırı pestisit kullanımına karşı uyararak, sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.

2025 yılına gelindiğinde, önemli üretim ülkelerindeki kahve yetiştirme alanları yüzde 50 oranında daralabilir ve bu da üretimin Güney Afrika, Çin ve Yeni Zelanda gibi yeni bölgelere ve muhtemelen Türkiye’ye kaymasına yol açabilir.