01.02.24

Hayvan İthalatının Gölgesinde Et ve Süt Fiyatı

Yeni yılın hemen başında Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılında 600 bin baş besilik sığır ithalatının planlandığını duyurdu. Besilik hayvan ithalatını, fiyatını ve dağıtımını Et ve Süt Kurumu yapacak. Özel sektör ithalat yapamayacak.

Canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı yeni değil, 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak sürüyor. Sadece canlı hayvan ve et ithalatı yapılmıyor, hayvancılıkta A’dan Z’ye her şey ithal ediliyor. Damızlık materyal, yem hammaddesi, canlı hayvan (kesimlik, besilik), karkas et, çoban, aşı, ilaç, sperma hemen her şey ithal. 2010 yılından bu yana sadece canlı hayvan ve et ithalatına 11 milyar doların üzerinde döviz ödendi. Yem hammaddelerine yılda 3-4 milyar dolar ödeniyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yeni dönemde ihtiyaç görülen hayvan miktarının devlet tarafından Et Süt Kurumu aracılığıyla hiç aracı kullanmadan ithal edileceğini açıkladı. Yumaklı,  asıl hedefin ithalatın bitirilmesi olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “ En önemli hedefimiz,  nihayetinde bu ithalatı sonuçlandırmak, bitirmek olacak. Bir daha ithalat olmasın. Türkiye kendi besi materyalini üretsin. Kendi besi materyalini alsın, besicileri beslesin. Sonra da tüketiciye makul fiyattan et gelsin.”

Hayvancılıkta ithalat biter mi?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı hayvan ithalatını bitirmeyi hedef olarak seçen ilk bakan değil. Son 14 yılda ithalat kararı veren her bakan ithalatı bitirme sözü verdi. Ancak bu sözü yerine getiremedi.

Faruk Çelik’in Tarım Bakanı olduğu dönemde, 2016’da açıklanan “Milli Tarım Projesi” nin en önemli ayaklarından birisi hayvancılıkta ithalatı bitirecek, üretimi artıracak yerli ve milli bir projenin yaşama geçirilmesiydi. Bu kapsamda Türkiye’nin 32 ili “damızlık düve üretim merkezi” ilan edildi. Bu illerde en az 500 baş kapasiteli damızlık gebe düve merkezlerinin kurulması için inşaat, hayvan ve makine alımında yüzde 50 hibe desteği verileceği açıklandı. Kurulacak damızlık düve merkezleri düve ihtiyacının yurt içinden karşılanması ve ithalatın sona erdirilmesi hedeflendi.

Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri’nin yanı sıra bazı illerde özel girişimciler tarafından olmak üzere 22 ilde damızlık düve merkezi kurulması çalışmalar başlatıldı. Genel olarak bakıldığında hayvancılıkta üretimin planlaması, ithalata bağımlılığın azaltılması, üretimin, ticaretin ve ihracatın yapılandırılması gibi önemli stratejileri olan bu proje, Faruk Çelik’in görevden ayrılması ile proje rafa kaldırıldı. İthalatın sona ermesi bir yana artarak devam etti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Tarım ve Orman Bakanı 2018 yılında rekor seviyede canlı hayvan ve et ithalatı yaptıktan sonra tarih vererek şunları söyledi: “ 2022’den sonra hayvan ithalatı sona erecek, ihtiyacımız kalmayacak.”

Türkiye, 2023’ün ilk 11 ayında 1 milyar doların üzerinde sığır ithalatı yaptı. Son 14 yılda ise 11 milyar doların üzerinde ithalat yapıldı.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ithalatı sonlandırma hedefine ulaşabilir mi? Baştan moral bozmak istemem ancak çok zor. Uygulanan hayvancılık politikalarıyla ithalatın sonlandırılması çok zor.

Üretim planlaması ve yeni politikalar

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı hayvancılık konusunda uygulayacakları politikanın ipuçlarını verirken ithalatın bunun sadece bir parçası olduğunu hatırlatarak yaptığı açıklamada özetle şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin 2028’e kadarki hayvancılık yol haritasını yakın zamanda paylaşacağız. İthalat, aslında toplamda bizim hayvancılık politikamızın sadece bir bölümü, küçük bir bölüm. 6 tane başlığımız var bizim. Bu başlıkta hayvan hastalıklarını engellemek var. Üreticiyi güçlendirmek var. Bu işi yapacak aile işletmelerini yapısal olarak güçlendirmek var. Yani sadece 5-10 tane hayvanla bu iş olmaz. Biz onlara destek olalım. Belli bir rakama ulaşsınlar. Ve en önemlisi de Türkiye’deki hayvan verimliliğini yukarı çıkartalım. Bunu nasıl yapacaksınız? Verimsiz hayvanları elemine edeceksiniz. Yerine verimli hayvanları hem et veren hem süt veren hayvanları getireceksiniz. Bu hayvancılık politikası dediğim gibi açıkladığımızda göreceksiniz.”

İthalatta yeni uygulama nasıl olacak?

Devlet adına ithalatı yapacak olan Et ve Süt Kurumu(ESK) ithal besilik sığırları aracısız ve sözleşme ile besicilere satacak. Et ve Süt Kurumu’nun “İthal Besilik Sığır Satış Sözleşmesi” ne göre besicilere satışı yapılacak sığırlar, kastre edilmemiş, 15 aylıktan küçük (450 gün), ağırlıkları 161 kilogram ile 300 kilogram arasında olacak. Avrupa Birliği veya Güney Amerika ülkelerinden ithal edilecek etçi ve kombine ırkların saf veya melezi erkek besilik sığırların satış fiyatını Et ve Süt Kurumu belirleyecek.

İthal besilik sığırlar, Türkiye’deki gümrük noktasında yapılacak tartımdan sonra besiciye teslim edilecek. Fiili ithalattan sonra ithal besilik sığırlar, besici tarafından karantina işletmesinde en az 21 gün süre ile karantinaya tabi tutulacak. Besici, yapmış olduğu başvuru sırasında verdiği taahhütname uyarınca, ithal edilen hayvanlar, Türkiye’nin gümrük kapısından girdiği tarihten itibaren en az 4 ay süreyle beside tutulacak. Mücbir sebepler dışında kesilmeyecek, satılamayacak ve bir başkasına devredilemeyecek.

Hayvanların besiciye teslimine kadarki sorumluluk ESK’ya ait olacak. Teslimattan sonraki tüm aşamalarda ve karantina işletmesindeki sorumluluk besiciye ait olacak. Karantina işletmesinde; hayvanların (menşei ülkeden kaynaklandığı tespit edilen bulaşıcı hastalıklar hariç) hastalanması, ölmesi, zayi olması, üçüncü şahıslara zarar vermesi, kaybolmasından ve karantina işletmesine kesilecek cezalardan besici sorumlu olacak.Karantina süresinde (21 gün) İl-İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri tarafından alınan kan numunelerinin sonucu, veteriner sağlık sertifikasında bahsedilen menşei ülke kaynaklı hastalıklardan herhangi birinin ortaya çıkması sonucunda oluşacak zarardan ESK sorumlu olacak.

Besici, sözleşme bedelini, besilik sığırlar menşei ülkede yüklenmeye başlamadan önce, hayvan başı 300 kilogram üzerinden hesaplanarak Et ve Süt Kurumu hesaplarına nakit olarak yatıracak ve ödeme dekontunu ibraz edecek.  Hayvan teslimatı sonrasında yapılacak hesaplama sonucunda, yatırması gereken tutar olması halinde besiciden tahsil edilecek, besici fazla yatırmış ise mahsuplaşma kapsamında parası iade edilecek.

Destekleme kriterleri değişiyor

Hayvancılıkta destekleme konusunda da önemli değişiklikler olacak. Tarım ve Orman bakanlığının 2028 sonuna kadar uygulanması öngörülen yeni politikada desteklerde yeni kriterler getiriliyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı destekler konusundaki değişimi şöyle açıkladı: “ Gençlerin tarımsal üretimin içerisinde olmasını istiyoruz. Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredilerle ilgili Cumhurbaşkanı Kararnamesi çıktı. Diğer desteklemeler de var. Bu bahsetmiş olduğumuz, önem verdiğimiz politikalarımızın temelini teşkil eden, gençlerimizin tarımsal üretimde olması. Aile işletmelerinin ister bitkisel üretim yapıyor olsun, ister hayvansal olsun destekleyeceğiz. Bizim bütün desteklemelerimiz ve sübvansiyonlu krediler bizim politikalarımızın mantığına göre hazırlandı ve yürürlüğe kondu. Onlardan (gençler, kadınlar ve aile işletmeleri) beklentimiz; verimsiz işletmelerini verimli hale getirecek ne varsa bizim onlara tavsiyelerimiz doğrultusunda gereğini yapmaları.

Bir bölgede yeteri kadar işletme var, birisi geldi dedi ki, “ben yeni bir işletme kuracağım.” Ona izin vermeyeceğiz. Mevcut işletmelerin kapasitelerini yükseltmeyi hedefleyeceğiz. Bütün kaynakları onlara yönlendirmiş olacağız. Özellikle gençlere, kadınlara ekstra desteklemeler olacak. Daha önce olmayan destekler. Bunların çalışmaları devam ediyor. Biz istiyoruz ki hiç problem olmasın.

Şöyle düşünün, temel destek büyükbaş hayvancılık için diyelim ki “1000 lira”. Onu cebine koydu. Diyelim ki genç bu üretici. O zaman çarpanı 1,5 olacak. Yani 1,5 katını alacak. Kadınsa 0,50 daha çarpan eklenecek. Bunlar toplaya toplaya gidecek. Bir işletme örneğin ari işletme olmak istedi. Onun çarpanı da 5 olsun diyelim 5 çarpı bin, 5 bin. Baktığımız zaman hangi kriteri karşılıyorsa o kriterin karşılığı olan desteği alacak. Her bir kriterin bir karşılığı olacak.”

İthalat et fiyatlarını düşürmedi artırdı

Hayvan ithalatı sürerken kırmızı et ve süt fiyatlarındaki tartışma da devam ediyor. Canlı hayvan ithalatının gerekçesi kırmızı et fiyatlarını kontrol altına almak. Ancak son 14 yılda kesintisiz ithalat yapılmasına rağmen et fiyatları artmaya devam etti.

Türkiye, 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak canlı hayvan, kırmızı et ithalatını sürdürüyor. Bu güne kadar 11 milyar doların ithalata gittiği hesaplanıyor. İthalat nedeniyle heba edilen kaynaklar, üretimde açtığı yaralar dikkate alındığında bu fatura daha da yüksek. Et ithalatın tek gerekçesi; kırmızı et fiyatlarının yükselmesi olarak gösteriliyor. Et fiyatı bahane. Yapılan ithalat fiyatları düşürmedi, artırdı. İlk ithalatın başladığı 2010’da karkas etin kilosu 10 liradan 15 liraya çıkmıştı. Bugün karkas etin kilosu 276 lira. İthalata verilen döviz, üretime, üreticiye verilse, hayvan ıslahı yapılsa, Türkiye bugün canlı hayvan ithalatçısı değil, ihracatçısı olurdu.

Çiğ sütte maliyet hesabı şaştı

İthalatın önemli nedenlerinden birisi çiğ süt fiyatlarının düşük olduğu ve çiftçinin para kazanamadığı dönemlerde süt ineklerinin kesilmesi. Çiğ süt fiyatı belirlenirken hep maliyet tartışması yaşanıyor. Ulusal Süt Konseyi ile üretici örgütlerinin maliyeti arasında önemli farklılıklar ortaya çıkıyor. Antalya’da 19-21 Ocak’ta yapılan Süt Çalıştayı’nda da maliyet konusu gündeme geldi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim yumaklı maliyetlerdeki farklılığı şu sözlerle dile getirdi: “ Burada sektörün uzlaşması gerekiyor. Biz de burada ombudsman gibi duracağız. Bizim temel olarak ortaya koyduğumuz şey şu: Üretici hiçbir şekilde zarar etmeyecek. Üreticinin zarar etmeyeceği bir sistematik olmalı. Çünkü sütü sadece süt olarak görmüyoruz. Aynı zamanda et üretimiyle alakalı da çok büyük bir etkisi var. Sütten memnun kalınmadığında sektörden çıkılıyor. Sektörden çıkıldığında kısa bir süre sonra katlamalı olarak problem geri dönmüş oluyor. Dolayısıyla bizim birincil amacımız, üreticinin zarar etmemiş olması. Bu konuda işte Ulusal Süt Çalıştayı’nda üreticiler, sanayiciler ve akademisyenler çalıştı. Burada herkesin uzlaşması gerekiyor. Nedir mesela? Bir işletmede 150 baş hayvan olmasıyla 450 baş hayvan olmasının arasında inanılmaz bir maliyet farkı var. Hatta 1450 adet hayvanın varsa birim başına düşen maliyet daha da düşer. Artı hayvan başına alınan süt miktarı mesela 25 kilo alıyorsan başka bir şey, 45 kilo alıyorsan başka bir şey. Biz istiyoruz ki burada herkes konuşsun.”

Özetle 2024 yılında da ithalatın gölgesinde et ve süt fiyatı tartışılmaya devam edilecek. Umarız yeni politikalar, uygulamalar önce ithalatı sonra da bu tartışmaları sonlandırır.