Yeni bir araştırmaya göre, çiftçiliğin yeşil enerji üretimiyle birleştirilmesi, gıda güvenliğini artırabilir ve çiftçiler için ek gelir sağlayabilir.
Enerji düşünce kuruluşu Ember’ın yaptığı bir araştırmaya göre, tarım arazilerinin sadece yüzde 9’unda elektrik ve mahsul üretiminin birleştirilmesiyle, yani tarımsal fotovoltaik (AgriPV) yöntemiyle, bölgedeki tarım ve gıda işleme sektörünün elektrik ihtiyacı karşılanabilir. Bu yeni araştırmaya göre, aynı arazide güneş panelleri konuşlandırıp ürün yetiştirmek, Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’da yenilenebilir elektriği artırmak için bir çözüm olabilir ve bu ülkelerin bugünkü enerji talebinin yüzde 68’ini karşılayabilir.
İngiltere merkezli STK, Orta Avrupa ülkelerindeki mahsullere 180 GW’lık güneş paneli kurulabileceğini öne sürüyor. Bu, taslak ulusal enerji planlarında belirtilen, 2030 yılına kadar hedeflenen kapasitenin üç katı ve şu anda ülkelerdeki toplam kurulu kapasitenin yedi katı anlamına geliyor.
AB’nin ekilebilir arazisinin yüzde 19’una sahip olan ve Visegrad 4 olarak adlandırılan ülkeler, buğday, yulaf ve çavdar gibi temel ürünlerin büyük miktarda üretimini gerçekleştiriyor. Ember, bu üretimin değişken gübre fiyatları, tekrarlayan kuraklıklar ve aşırı hava olayları nedeniyle tehlikeye girebileceğini belirtiyor.
Sistem, ek gelir konusunda da büyük avantaj sağlıyor
Araştırma, güneş panelleri kurmanın çiftçilere ek bir gelir kaynağı sağlamasının yanı sıra kurak yıllarda su tutma kapasitesini artırabileceğini ve ürünleri aşırı hava koşullarından koruyabileceğini, hatta bazı durumlarda verimi artırabileceğini öne sürüyor. Raporda, gölge seven meyveler için tepeden tarımsal fotovoltaik sistemlerin, geleneksel bir güneş paneli dizisinin ürettiği elektriğin %63’ünü üretirken, %16’ya kadar ürün artışı sağlayabileceği sonucuna varılıyor. Raporun yazarlarından biri olan Dr. Paweł Czyżak. “Tarımda güneş panelleri kullanmak, çiftçilerin işletmelerini hem istikrarlı hem de karlı tutarken her ikisine de katkıda bulunmalarına yardımcı olabilir” şeklinde açıklıyor.
Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda’da düzenlemeler, tarım sübvansiyonlarının kaybı olmaksızın tarım ve elektrik üretimi için arazinin ortak kullanımına izin veriyor; bu durum halihazırda Avrupa genelinde 200’den fazla tarımsal fotovoltaik projesinin konuşlandırılmasını sağladı.
Ember, Polonya’da tarımsal fotovoltaik sistem ve buğdayı ele alan örnek bir çalışmada, hektar başına gelirin yalnızca buğday mahsullerinden elde edilen gelirden on iki kat daha fazla olabileceği sonucuna vardığını, birleşik elektrik ve buğday satışlarından hektar başına potansiyel yıllık 1268 avro kâr elde edilebileceğini vurguluyor.
Sistemin, çiftçilere güven vermesi gerekiyor
Brüksel merkezli Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi’nin (CEJA) genel sekreteri Marion Picot çiftçilerin güneş enerjisinin dağıtımı konusunda birincil endişesinin, verimli arazilerin ürün yetiştirme olanağı olmadan güneş panellerine devredilebilmesi olduğunu söyledi.
Picot, “Fotovoltaik sistemler, tarımsal toprakların ekonomik, sosyal ve çevresel değerini tehlikeye atmadığı, bina çatılarına kuruluma veya bitkisel ve hayvansal üretimle verimli bir şekilde birleştirilmesine öncelik verildiği sürece ek gelir kaynakları sağlayabilir” dedi.
Kaynak: Euronews