05.07.25

Dünya Fotoğrafı 2025, Gezegenin Akışını Yakalıyor

Dünya Fotoğrafı 2025’in kısa listesi, anlatılmayı bekleyen sürükleyici çevre hikayeleriyle dolu. Bu hikayelerin yalnızca yok olan yaşam alanları, kirlenen nehirler ve iklim kaynaklı yerinden edilmeler gibi iklim değişikliğinin acil sorunlarını vurgulamakla kalmadığı, aynı zamanda insan yaratıcılığını, dayanıklılığını ve insanlar ile çevreleri arasındaki derin bağlantıları da kutladığı belirtiliyor.

İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu, Forestry England ve görsel sanat danışmanlık şirketi Parker Harris tarafından 2018 yılında başlatılan uluslararası fotoğraf ve film yarışmasına, yedinci yılında 250 ‘lens sanatçısından’ 1.500’den fazla başvuru yapıldı.

Uzmanlardan oluşan jüri tarafından 40 fotoğrafçı ve film yapımcısı seçildi. Şimdi, 203 eserden oluşan “acil, şiirsel ve çoğu zaman beklenmedik öyküler” koleksiyonundan bir kazanan seçmek gibi zor bir görevi var.

Yarışmadan yapılan açıklamada, “Bu hikayeler yalnızca yok olan yaşam alanları, kirlenen nehirler ve iklim kaynaklı yerinden edilmeler gibi iklim değişikliğinin acil sorunlarını vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda insan yaratıcılığını, dayanıklılığını ve insanlar ile çevreleri arasındaki derin bağlantıları da kutluyor” ifadelerine yer verildi.

Kazanan belirlenmeden ve Dünya Fotoğrafı 2025 sergisi 17 Haziran – 20 Ağustos tarihleri ​​arasında Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nda açılmadan önce, favorilerimizi sizin için derledik.

İlgi Odağı ‘Zeytincilik’

İspanya doğumlu sanatçı Berta De La Rosa, on yıldan fazla bir süredir zeytin ağacına odaklanarak Akdeniz geleneklerinin korunmasını savunan ‘Getsemaní’ adlı bir projeye kendini adamış. De La Rosa, “Çevresel sürdürülebilirliğe dayanan bu ömür boyu sürecek projeyle misyonum, zeytin ağacı figürü aracılığıyla (bir umut ağacı olarak evrensel bir ağaç) tüm ağaçlarımıza bir ses vermek. Bunu yaparak manzaralarımızı korumayı ve tarımsal emeğin onurunu yeniden tesis etmeyi umuyorum” diyor.

Lanetli Dağlar’ın son insanları

Chiara Fabbro, Londra’da yaşayan, göç yerinden edilme ve insan bağlantısı konularına odaklanan bir İtalyan belgesel fotoğrafçısı. Bu seride, Arnavutluk, Kosova ve Karadağ’ı kapsayan Lanetli Dağlar’ın ücra yaylalarında yaşayan çobanların son nesline odaklanıyor.

Geleneksel yaşam biçimleri, iklim kaynaklı kuraklık nedeniyle tehdit altında. Bu durum sürüleri daha uzaklara göç etmeye zorluyor ve genç nesil uzak dağ yaşamından uzaklaşıyor.

‘Heataly’: İklim değişikliği altındaki İtalya

Bir kros kayağı parkuru tamamen karsız bir ormanın içinden geçiyor. Bugün, İtalya’nın kayak pistlerinin yüzde 90’ı yapay kar yapma sistemlerine güveniyor ve yılda tahmini 96.840.000 metreküp su tüketiyor (bu da bir milyonluk bir şehrin tüketimine eşdeğer).

Bu, küresel ısınmanın İtalya’da kendini gösterme biçiminin bir yönü ve İtalyan belgesel fotoğrafçısı Filippo Ferraro bu konuyu ‘Heataly’ projesiyle araştırıyor.

Amazon’daki su hatları

Kolombiyalı fotoğrafçı ve mühendis Mateo Borrero’nun çektiği bu fotoğrafta, Peru Amazon yağmur ormanlarında yaşayan 500 yıllık bir Ceiba ağacının yanında cüce gibi kalan bir Ticuna adamı görülüyor.

İlk bakışta, görüntü yalnızca doğal bir devin yanında insanın küçüklüğünü resmetmek içinmiş gibi görünüyor. Ancak adamın göz hizasındaki yatay bir gölge daha derin bir hikaye anlatıyor.

Ağaç, genellikle nisan ve mayıs ayları arasında zirveye ulaşan yağmurlu mevsimde nehrin tipik yüksekliğini işaretleyen bir su hattı taşıyor. Mayıs 2024’te çekilen fotoğraf, iklim değişikliği nedeniyle geçen yılki kuraklığın boyutunu gösteriyor.

İzlanda’nın azalan ormanlarına kızılötesi bir bakış

Bir zamanlar %40’ı ormanlık olan İzlanda’nın bugün yalnızca yaklaşık %1,5 orman örtüsü var. Restorasyon çalışmaları ülkenin 2040 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma hedefi için hayati önem taşıyor ancak ülke, turizmin artan talepleri de dahil olmak üzere birçok zorlukla karşı karşıya.

Fotoğrafçı ve yönetmen Jussi Hellsten, İzlanda’daki turizmin son on yılda hızla arttığını ancak Kyoto Protokolü kapsamında seyahatlerden kaynaklanan emisyonların ulusal envanterlere dahil edilmediğini, bunun da ülkenin iklim çabalarını zorlaştırdığını gözlemliyor.

Hellsten, “2021’den beri, orman sağlığını değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir araç olan dijital kızılötesi fotoğrafçılığı kullanarak İzlanda’da, turizm ve ormanlaştırmanın kesişimini belgeliyorum. Bu teknik manzaranın gizli yönlerini ortaya çıkarıyor,” diyor. Ve bu fotoğrafta olduğu gibi, gönüllülerin temel rolünü de vurguluyor. Burada resmedilen Kvistari gibi fidanlıklarda her yıl milyonlarca ağaç fidanı yetiştiriliyor.

Bali plajlarında plastik atık dalgaları

Ocak 2025’te Bali’nin plajları plastik kirliliği dalgalarıyla dolup taştı. Her yıl yağmur mevsimi Endonezya’nın kirli nehirlerini yıkayarak milyonlarca ton plastik atığı okyanuslara bırakıyor ve bu atıklar daha sonra ülkenin kıyı şeritlerine ulaşıyor.

Bu plastik dalgalar her yıl meydana gelmesine rağmen, 2025 yılı yerel halk tarafından “şimdiye kadarki en kötü yıl” olarak adlandırıldı.

Pekin merkezli İngiliz fotoğrafçı ve film yapımcısı Sean Gallagher, bu gelişen plastik krizini belgelemek için Endonezya’ya gitti. Dizisi, ülkenin kirli plajlarını, nehirlerini ve mangrovlarını temizlemek için toplum çabalarına katılan yerel Endonezyalıları tasvir ediyor.