22.05.23

Çiftçinin Mutluluğu ve Bilinçlendirilmesi, Bizi Tarımda En İyi Noktaya Taşıyacak

14 Mayıs Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu IFAB kuruluş tarihi, her yıl tüm dünyada Dünya Çiftçiler günü olarak kutlanıyor. Öncelikle elinin değdiği her şeyi güzelleştiren, emekleriyle toprağı yoğuran çiftçilerimizin özel gününü GÜİD olarak yürekten kutluyor, hepsini tek tek alkışlıyoruz.

Hepimiz biliyoruz ki tarım olmazsa gıda olmaz. Elbette çiftçi olmazsa da tarım olmaz. Salgın, savaş durumlarında bile her zaman en önemli konu tarım olmuşken, tüm dünya ülkeleri çiftçilerinin kıymetini bilmek zorunda.

Ülkemiz iklim, biyoçeşitlilik, ürün deseni, stratejik konum gibi birçok avantaja sahip ve birçok ürünün üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Ülkemizin kurucusu Atatürk ‘Kılıç ve saban; bu fatihten birincisi ikincisine daima yenildi’ diyerek adeta bu günlere ışık tutuyor. Artan dünya nüfusu ve azalan tarım alanları nedeniyle tarımda güçlü olan ülkeler, dünyada daha çok söz sahibi olacaklarve kendi kendine yetebilen ülkeler refah seviyelerini yukarılara taşıyacak. Biz, zengin toprakların gariban insanları olmayı değil, zengin toprakları sürdürebilir tarımın bir parçası olarak en iyi şekilde kullanmayı seçmeliyiz.

Tarımsal potansiyelimizi en üst seviyeye çıkarmak zorundayız. Tarım ve Orman Bakanlığı önderliğinde üniversiteler, STK’lar, çiftçilerimiz kısaca tüm tarım paydaşları el ele verip uzunca yıllar uygulayacağımız tarım politikaları oluşturmalıyız. Gıda milliyetçiliğini ön plana çıkararak yerli malı tüketmeyi teşvik etmeli ve desteklemeliyiz.

Tarımla ilgili potansiyeli en üst seviyeye çıkarmak için iki konuya öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birincisi çiftçinin mutluluğu ikincisi ise çiftçinin bilinçlendirilmesi. Çiftçi kazanırsa üretime döner ve elinde bulunan her araziyi işlemek ister. Bu noktada çiftçinin en büyük sorunu mazot, gübre, tohum, ilaç ve elektrik gibi girdilerin pahalılığı konusuna çözü bulunmalı, bu girdilere ulaşım konusunda daha somut ve kalıcı adımlar atılmalı. İkinci temel konu ise çiftçimizi bilgiyle buluşması. Yeni teknolojilerle ve tekniklerle, modern tarımın her imkanını çiftçiyi bilinçlendirmek üzere onların hizmetine sunmak zorundayız.

Şüphesiz tarımın en önemli girdilerinden biri olarak gübre, tarıma dayalı sanayilerinin başında da gübre sanayisi geliyor. Gübre ne yazık ki hammadde açısından özellikle fosfor ve azot kaynakları kısmında dışa bağımlı. Bu yüzden hammadde kaynaklarının ülkemizde işlenmesi konusunda destek ve teşviklerin artması oldukça önemli. Son yıllarda özellikle özel gübre alanında atılım yapan sektör,birçok dünya ülkesiyle rekabet eder düzeye geldi. Ülkemiz her türlü gübre üretimi konusunda yeterli teknoloji ve birikime sahip. Bu noktada gübre üretimini ve ihracatını teşvik edecek adımların atılması hem ülkemiz tarımının ilerlemesi hem de ihracat olarak ülkemize katkısı açısından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda Karadeniz’de bulunan doğalgazın, gübre sanayisinde kaynak olarak kullanılması ile global fiyatlarla rekabet edebilir hale gelip, özellikle azotlu gübrede ithalatçılıktan ihracatçı bir ülke konumuna gelebiliriz.

Ülkemizde son yıllarda azalmakla birlikte 6 milyon civarında gübre kullanılıyor. Gerek gübre firmalarının gerekse oluşturulan 15 bin civarında satış noktası ile elde edilen ticaret hacmi ve lojistiği gibi birçok alanda yaratılan istihdam başta olmak üzere, ülke ekonomisinde de gübre sektörü büyük öneme sahip.

Tarımda temel esas sürdürülebilir tarımın parçası olarak kalmak şartıyla, birim alandan elde edilecek maksimum verim ve kaliteye ulaşmak. Bunun için de en önemli girdi, gübre. Gübre olmazsa verim ve kaliteye asla ulaşılamaz çünkü topraklarımızda her bitki için bütün besin elementleri mevcut değil. Bazı besin elementleri fazla miktarda ancak bağlı şekilde bulunuyorken, bazı besin elementleri ise az miktarda veya yok durumda. Diğer taraftan yetersiz veya bilinçsiz gübre kullanımı da verimi olumsuz etkileyen faktörlerden bir olarak karşımıza çıkıyor. Hal böyleyken her üründe çiftimize doğru reçeteyi yazmak, onu doğru yönlendirmek çok önemli. Gübre tavsiyesi yapmadan önce; toprak analizi, yetiştirilecek ürünün bitki besin maddesi istekleri, bölgenin iklim şartları, sulama şartları, sulama şekilleri ve hedeflenen verim gibi birçok veri toplanmalı sonrasında uzmanlar tarafından reçete edilmeli. Özetle 4D gübreleme esasına göre doğru zamanda, doğru gübre, doğru miktarda ve doğru yere uygulanmak zorunda.

Özetle kendi kendimize yetme hayalimizi gerçekleştirmek istiyorsak, tarımda en iyi olmayı hedeflemeliyiz. Bu yüzden mutlu çiftçilerin sayısını artırmakla işe başlayıp, çiftçilerimizi bilgiyle buluşturmalı ve tarıma dayalı sanayileri desteklemek zorundayız. Tarımsal üretimde her konuda en iyi olabilmek için hiçbir engelimiz bulunmuyor.