
Tarım ürünleri yalnızca gıdada değil, hayati öneme sahip pek çok alanda hammadde olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi süreci nedeniyle değerini bir kez daha anladığımız gıdada global olarak yaşanan krizi aşmak için, bitki koruma ürünlerinin önemi ise yeniden gündeme geldi ve üretimin ne kadar hayati olduğu ile bizi yüzleştirdi.
Dünyada süren gıda krizi problemini aşmak için tarımda maksimum verime ulaşmamız gerekiyor. Zararlı organizmalara karşı bitki koruma ürünü kullanılmaması durumunda ise verim, yüzde 70-80 oranında düşebiliyor. Bu noktada bitki koruma ürünlerinde doğru kullanım, hayati önem taşıyor. Ancak Türkiye’de, bitki koruma ürünü kullanımında maalesef hatalar var. Ülkemizde üreticilerin büyük çoğunluğu ürün uygulama zamanına kendisi karar veriyor, kullanacağı ilacı ve dozunu kendisi belirliyor. İlacın önerilen dozuna uymayanlar ve yüksek dozda ürün uygulayanlar da azımsanmayacak düzeyde. Üreticilerin büyük çoğunluğu tarım ürünlerinde bitki koruma ürününün kalıntı sorununu önemsemiyor ve uygulama yaparken de bu durumu dikkate almıyor. İlacın uygulama sonrası bekleme sürelerine de çoğunlukla uyulmuyor.
Bu yüzden bitki koruma ürünlerinin doğru kullanımını önemle vurgulamamız ve çiftçilerimizin bitki koruma ürünü kullanımı konusunda eğitilmesi için sürdürülen çalışmaları genişletmemiz gerekiyor:
– Çiftçilerimize, bayilerimize ve toptancılarımıza bu süreci detaylı bir şekilde anlatmak için yoğun çaba harcanıyor ve harcanmaya devam edilmeli.
– Tarımda maksimum verim almak için kaliteli bitki koruma ürünü kullanılmalı ve sahte ürünlerden uzak durulmalı.
– Bitki koruma ürünleri doğru zamanda, doğru kalibrasyona sahip ekipmanlarla ve doğru dozlarda kullanılmalı.
Çiftçimizin yaptığı en büyük yanlış olarak karşımıza doz aşımı çıkıyor. Aynı zamanda doz altında, yanlış su miktarı ile kullanım, zamanında kullanmama, kalıntı kontrolü ve son ilaçlama ile hasat süresi arasındaki zamana dikkat etmeme gibi birçok sorunumuz var.
İnsan sağlığı tehlikeye atılıyor
Son zamanlarda sahte, kaçak ve ruhsatsız bitki koruma ürünleri sıklıkla tespit edildi. Bu ürünlerin içeriklerinin kontrol edilememesinden dolayı hem ürün kaybı yaşanıyor hem de insan sağlığı tehlikeye atılıyor. Sahte ve kaçak bitki koruma ürünleri, kayıt dışı kazanç sebebiyle ülkenin vergi kaybına ve haksız rekabete yol açarken; bu ürünlerde hedef etmenler kontrol edilemediği için kısmi ürün kayıpları ya da fitotoksik etki nedeniyle ürünlerin tamamen kaybedilmesi durumlarıyla karşılaşılıyor. Tüm bunların yanı sıra yasak aktif maddelerin kalıntıları nedeniyle hem ürünlerin ihracatında problemler yaşanıyor hem de insan sağlığında önemli sorunlar ortaya çıkıyor.
Sahte ve kaçak bitki koruma ürünlerine yönelik sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de mücadele veriliyor. Basından da görülebileceği üzere; TC. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü (GKGM) Bitki Koruma Ürünleri Daire Başkanlığımız tarafından güvenlik güçlerimizin desteğiyle gerçekleştirilen operasyonlarda birçok ilde tonlarca sahte ürün yakalandı. Bu konu sadece ülkemizde değil, dünya genelinde önem taşıyor. Bu konudaki son örnek, Europol tarafından koordine edilen Silver Axe VII isimli operasyon. Söz konusu operasyon ile Ocak-Nisan 2022 tarihleri arasında 31 ülkenin kolluk kuvvetlerinin katılımıyla 10 tutuklama gerçekleştirilmiş ve 1.150 ton yasadışı-sahte pestisit ele geçirildi.
Sahte ve kaçak pestisitlerle mücadele hem sağlığımız hem de çiftçilerimizin emeklerinin korunması adına büyük önem taşıyor. Çiftçilerimiz, zarara uğramamak için sadece bakanlıkça yetkilendirilmiş güvenilir bayilerden alışveriş yapmalılar ve şüphe duydukları ürünleri, şirketlerimize ve bakanlığımızın il-ilçe tarım teşkilatlarına bildirmeliler.
En büyük sorumluluk, üreticinin
Tarladan sofraya güvenilir gıda, temiz çevre ve sağlıklı toplum oluşturma açısından en büyük sorumluluk, tüm açıklamalarımızda belirttiğimiz gibi üreticilerimize düşüyor. Tüm kaynaklarda doğru kullanım bilgilerine yer veriliyor ve her noktada üreticilere ulaşılıyor. Geçen yıl 24 bin üreticiye 5 milyon lira ilaç kalıntılı ürün ürettiği için ceza kesildi. Bu hem ciddi bir ekonomik kayıp hem de ülkemizin itibarını sarsan bir durum. Sahte ürünlerle ilgili ise ciddi takip söz konusu. Sahte ürünler ülkemize uluslararası arenada zarar verirken maalesef gıda krizini de tetikliyor.
41 bin kilometrekare yüz ölçümüne sahip Hollanda’nın tarımsal alanı Türkiye’den 20 kat küçük ancak ihracatta Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Hollanda’da bahçecilik sektöründe kurulan lojistik ağ sayesinde hasadı yapılan sebzeler aynı gün New York’ta satışa çıkarılabiliyor. Hollanda 908 bin hektarlık tarım alanında verimli üretim yaparak, 2021 yılındaki tarım ihracatını önceki yıla göre yüzde 9 daha büyüttü ve 183,3 milyar dolar seviyesine çıkararak rekora imza attı. Türkiye’nin tarım ihracatı ise 30 milyar dolar seviyesinde. 24 milyon hektar tarım alanına sahip olan ülkemizde tarımsal üretimi arttırmak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için var gücümüzle çalışmalıyız.