
Bitki Hafızası, Epigenetik İle Gelecek Nesillere Aktarılabiliyor
Bitkiler, gelecek nesillere iklim değişikliğine nasıl uyum sağlayacaklarını öğretebilir mi? İtalya Floransa Üniversite’sinde yapılan yeni bir çalışmaya göre bitkiler, iklim adaptasyonu ipuçlarını yeni nesillere aktarabiliyor.
Yıkıcı sellerden yükselen sıcaklıklara, iklim krizi tüm dünyada doğal yaşam alanlarını değiştiriyor. Çevredeki değişiklikler hayvanları değişmeye zorluyor, avlanma ve kış uykusu düzenlerini ve hareketli yaşam alanlarını değiştiriyor. Bitkiler ise kök salmış durumda ve hareket edemiyor, ancak onlar da değişiyor. Yapılan araştırma kapsamında, birçok bitki hayatta kalabilmek için değişen dış koşullara hızla uyum göstermeye zorlandı ve bu noktada bitkilerin, iklim adaptasyonu ipuçlarını yeni nesillere aktarabildiği keşfedildi. İtalya‘nın Floransa Üniversitesi‘nde bitki genetikçisi olan Federico Martinelli: ‘Bir kişinin yaşam tarzının ve deneyiminin moleküler izlerini çocuklarına aktaran gametlerini [üreme hücrelerini] nasıl etkileyebileceği hakkında düşünüyordum. Ardından aklımda bitkilerde de daha fazla epigenetik işaretin iletilmesi gerektiği fikri oluşmaya başladı. Bitkiler tek bir yerde sabit olan organizmalar ve yaşamları boyunca hayvanlardan çok daha fazla çevresel strese maruz kalıyorlar’ dedi. İklim değişikliğine bağlı olarak bitkilerin çiçek rengini değiştirdiğini ve iklim krizinin etkisi ile çiçek açma takvimlerini bir ay öne çektiklerini belirten Martinelli, ‘Birçok bitki, çiçeklenme zamanını belirlemek üzere çevresel saatlerini ayarlamak için minimum bir soğuk döneme ihtiyaç duyar. Soğuk mevsimler kısaldıkça, bitkiler çiçeklenmeyi geciktirmek için daha az soğuğa ihtiyaç duyacak şekilde adapte oldular. Bu mekanizmalar, bitkilerin üreme şanslarının daha az olduğu dönemlerde çiçeklenmekten kaçınmasına neden oldu” şeklinde açıklamada bulundu.
Hatırlayabiliyor ve hatırladıklarını aktarabiliyorlar
Bitkilerin, insanların yaptığına benzer anılar oluşturmasa da yine de “hatırlayan” organizmalar olduğunu ve anıları beyinde (sinir ağları) depolamak yerine, gelişmiş hücresel ve moleküler sinyal ağlarında depoladıklarını kaydeden Martinelli, bunun bitkinin vücudunda depolanan ‘somatik hafıza’ olarak tanımlandığını belirtti. Euronews‘e konuşan Martinelli, “Bu mekanizmalar sayesinde bitkiler, daha önceki bir çevresel koşulun oluşumunu tanıyor ve aynı koşulun varlığında daha hızlı tepki veriyor. Örneğin bir bitki, hava daha sıcakken çiçeklenmeyi geciktirmeyi “hatırlayabiliyor”. Bu anıyı da araştırmacıların “epigenetik” adını verdiği bir yöntemle yeni nesillere, yani “yavrularına” aktarabiliyor’ şeklinde açıklamada bulundu. Araştırmanın, bilim insanlarının bitki zekasının iklim değişikliğiyle nasıl mücadele ettiğini anlamalarına yardımcı olacağı umuluyor.
Uyumun da bir sınırı var
Ancak 2013’te İngiltere‘deki East Anglia Üniversitesi’nin yaptığı iklim çalışmasına göre mevcut karbon salımı artmaya devam ettiği takdirde, dünyada var olan bitki türlerinin yarısı ve hayvan türlerinin 1/3’ü 2080 yılına kadar yaşam alanlarının yarı yarıya azalması tehlikesi ile karşı karşıya. Bitkiler ve diğer canlılar ne kadar uyum sağlamaya çalışırsa çalışsın, bunun da bir sınırı var. Sera gazlarının, 18. yüzyıl sanayi devrimi öncesi dönemle karşılaştırıldığında, 2100 yılına kadar dünyanın 4 derece ısınması sonucunu doğurması riski hala ortadan kalkmış değil. Uzmanlar, görülmemiş bir hızla artan sıcaklıkların, türlerin yaşayabilecekleri iklim aralığını olumsuz etkileyeceğinden birçok tür üzerinde şok etkisi yaratacağı uyarısında bulunuyor.
Kaynak: yesilgazete.org