
Microsoft’un kurucu ortağı, ikili kodun somut olmayan alanında servet edinmiş bir adam, binlerce dönüm Amerikan toprağıyla ne istiyor?
Teknoloji devi Bill Gates, küresel hayırseverliğe soyundu ve sessizce Amerika Birleşik Devletleri genelinde 100.000 hektardan fazla tarım arazisi biriktirdi. Bu da onu ülkedeki en büyük özel tarım arazisi sahibi yaptı.
Öncelikle kişisel yatırım aracı Cascade Investment aracılığıyla gerçekleştirilen bu satın alma çılgınlığı, tek bir bölgeye yoğunlaşmış değil; Nebraska’nın verimli ovalarından Arizona’nın güneşli tarlalarına kadar 19 eyalete yayılmış, karmakarışık bir imparatorluk. Büyüklüğünü anlamak için, 100.000 hektarın Andorra’nın neredeyse iki katı büyüklüğünde olduğunu ve tüm ABD tarım arazilerinin yaklaşık %1’ini temsil ettiğini hesaba katmak gerekiyor. ABD Tarım Bakanlığı, Amerika’daki tarım arazilerinin %30’unun artık çiftçi olmayan toprak sahiplerine ait olduğunu tahmin ediyor.
Bunlar rastgele araziler değil; özünde sınırlı bir kaynağın stratejik kazanımları. Bir varlık sınıfı olarak tarım arazileri, son otuz yılda enflasyondan arındırılmış ortalama %5 yıllık getiri sağlayarak, dikkate değer derecede istikrarlı bir yatırım olduğunu kanıtladı. Bu gerçek, Gates ve ekibinin finansal zekasının da gözünden kaçmadı.
Peki, nihai hedef ne? En ikna edici açıklama en basit olanı olabilir: Tarım arazileri nihai bir korunma aracıdır. Temel bir meta olan gıdayı üreten, enflasyona dayanıklı, elle tutulur bir varlıktır. Artan iklim felaketleri, jeopolitik istikrarsızlık ve potansiyel tedarik zinciri kesintileriyle karşı karşıya olan bir dünyada, gıda üretim araçlarını kontrol etmek, teknoloji hisselerine veya sahil mülklerine sahip olmayı neredeyse anlamsız kılan bir güç ve güvenlik biçimidir.