02.04.23

Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye’nin Tarımsal Üretimini ve İhracatını Nasıl Etkiler?

Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye’nin Tarımsal Üretimini ve İhracatını Nasıl Etkiler?

Prof. Dr. Cengiz TÜRE

Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı

&

Eskişehir Sanayi Odası Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Danışmanı

AB, küresel iklim değişikliği ve çevre konusundaki hassasiyetini daha da ileri götürerek, ilgili taraflar içinde bağlayıcı olacak bir politika izleyeceğini 2019 Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) belgesiyle dünya kamuoyuna duyurmuştur. AB’nin AYM’den temel beklentisi ise iklime duyarlı, çevreci, sürdürülebilir ve döngüsel olan yeni bir ekonomik yapı oluştururken, bu sürecin sosyo-ekonomik yükünün diğer ülkeler tarafından da paylaşılmasını sağlamaktır. AB, karbon salınımını düzenlemek ve azaltmak için sektörel bazda ve belirli emisyon kotalarına bağlı olarak işleyen bir Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS)’ne sahiptir. Bu sisteme göre karbon salımlarına kota getirilen bazı sektörler,  ancak karbon kredileri satın alarak ya da düşük karbonlu alternatiflere yönelerek üretim yapabilmektedirler. Bu sürecin üretime getirdiği mali yük ise ithal ürünlere karşı rekabet edebilirliği azaltırken, aynı zamanda, AB ülkeleri tarafından ithal edilen yüksek karbon emisyonla üretilen ürünler karbon kaçağına neden olmaktadır.

Dolayısıyla, AB’nin ithalat yaptığı ülkelerde “karbon maliyeti” olmadığı için bu yükün sadece AB sınırları içinde üretilen ürünlere uygulanması adil bulunmamaktadır. AB’nin şimdiye kadar yürüttüğü bu iklim politikaları nedeniyle enerji yoğun sektörlerde rekabet gücünü çoktan kaybetmiş, ihracatı azalmış, ithalatı artmıştır. Bu durumun etkileri sadece ticaret dengesinde değil, işsizlik verilerinde de gözlemlenmeye başlamıştır. Böylece AB, ithalattan kaynaklanan ekonomik gücünü de kullanarak hem ithalat yoluyla oluşan karbon kaçağının önlemek hem de uyguladığı iklim politikalarının getirdiği mali yükün AB ve dışı üreticiler arasında yarattığı haksız rekabeti gidermek için, AYM kapsamında ‘AB Sınırlarında Karbon Düzenleme Mekanizmasını (AB SKDM) kademeli olarak yürürlüğe koymuştur.  Her ne kadar AB SKD mevcut programı tarımı ürünlerini içermese de, 2026 yılında AB Komisyonu kapsamın tarım ürünlerini de içerecek şekilde genişletilip genişletilmeyeceğini değerlendirecektir.

AB ile dış ticaret ilişkisi olan ülkelerin ihracatlarını büyük oranda etkileyecek olan AYM , AB’ye ihracat yapan ülkeleri  şimdiden harekete geçirmiş ve iklim değişikliğiyle mücadele/uyum hedeflerini belirleme konusunda çalışmaları hızlandırmıştır. İhracatının büyük bir kısmını AB ülkelerine yapan Türkiye’de, 2021 yılında AYM’ye yönelik olarak Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve Ticaret Bakanlığı Yeşil Mutabakat Eylem Planını yayınlamıştır. Ayrıca bu sürecin yönetimi pek çok bakanlığın çalışma alanına girmekle birlikte, birinci derecede sorumlu olacak olan bakanlığın adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı olarak da değiştirilmiştir.

  • AYM Tarladan Sofraya Strateji Nedir?

Avrupa Parlamentosu üretim, işleme, paketleme ve nakliye ile birlikte tarım-gıda sektörünü iklim değişikliğinin ana itici güçlerinden biri olarak ele almaktadır. Böylece AYM belgesinde, tarım ve gıda sistemleri için ‘Tarladan Sofraya ve Biyoçeşitlilik’ başlığı altında yeni bir strateji setine yer verilmiştir. Özellikle, Avrupa Birliği’nin dünya çapında en büyük tarım ürünleri ihracatçısı ve ithalatçısı olması için tarımsal-gıda faaliyetlerinin iklime olan etkisinin azaltılması bakımından bu stratejiyi, AYM’nin en önemli başlıklarından biri haline getirmektedir. Bu stratejide ortaya konan hedefler; gıda ve tarım sektöründe kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltımından üretim teknolojilerine, dağıtım kanallarından tüketici tercihlerine kadar uzanan bütüncül bir yaklaşıma sahiptir. Dolayısıyla, kirlilik maliyetleri, emisyonlar ve doğal kaynakların kullanımından kaynaklanan etkilerin de gıda ürünlerinin nihai maliyetlerine entegre edilmesi amaçlanmaktadır.

Böylece AB tarımsal faaliyetler ve gıda üretimi, pazarlama, dağıtım ve tüketimde sürdürülebilirliği bütüncül bir biçimde teşvik ederek hem üye hem de ithalat yaptığı ülkelerde başta tarımsal karbon ayak izinin küçülmesi olmak üzere çevresel ve sosyal etkileri azaltmayı, tüketicilere daha sağlıklı ve adil gıda seçenekleri sunmayı hedeflemektedir. Ayrıca bu stratejiyle AB, tarımsal kaynaklı çevresel etkileri azaltacak faaliyetlerin yanı sıra tarımsal üretimde verimliliğinin artması, gıda atıklarının, gübre/pesdisit kullanımının azaltılması ve gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla gıdaların etiketlemesi/tanımlanması ile sürdürülebilir tarım ve gıda uygulamalarının yaygınlaşmasını da amaçlamaktadır.

AB ülkeleri, 1990’dan bu yana sera gazı emisyonlarını ortalama % 20 oranında azaltan dünya çapındaki tek büyük tarım ülkesi olmasına rağmen, AB’nin toplam sera gazı emisyonları içinde tarımsal faaliyetlerinden kaynaklanan % 10’luk katkı hala devam etmektedir. Neredeyse 10 yıldır azalma göstermeyen bu emisyon oranlarına ise AB’ye tarım ürünü ithalatı ile giren kaçak emisyonlar dahil değildir. AYM Tarladan Sofraya Stratejisinin tarımsal üretim ve ürünler için belirlediği ana başlıklar Şema 1’de sunulmuştur.

Şema 1. AYM Tarladan Sofraya Stratejisinde tarımsal üretim ve ürünler için belirlediği ana başlıklar.

Görüldüğü üzere AYM Tarladan Sofraya Stratejisi, sürdürülebilirliğin üç temel bileşeni olan ‘ekonomik, çevresel ve sosyal’ boyutları bütüncül olarak birlikte kapsamaktadır. Ancak, AYM’nin yeşil ve döngüsel ekonomiye dayanan doğası gereği daha çok tarımsal üretim aşamasında yapılması gereken uygulamalar da ön plana çıkmaktadır.  Bunların başında ise tarımsal faaliyetlerden gerçekleşen sera gazı emisyonlarının,  pestisit, anti-mikrobiyaller ve kimyasal gübre kullanımının azaltılması, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması, sürdürülebilir ve organik tarımsal faaliyetlerin arttırılması, biyolojik çeşitliliğin ve ormanların korunmasına yönelik uygulamalar daha çok önem kazanmaktadır.

Diğer yandan AYM Tarladan Sofraya Stratejisi  hem birlik ülkeleri hem de AB’nin tarım ürünleri ithalatı yaptığı ülkeler için de geçerlidir. Çünkü hem AB ülkeleri hem de ihracat yapan diğer ülkelerin tarımsal faaliyetlerde kullandıkları fosil yakıtlar ve kimyasal pestisit/gübreler ekosistem ve insan sağlığı üzerine olan direk etkilerinin yanı sıra iklim etkili sera gazı emisyonlarının artmasında da önemli rol oynamaktadırlar. Bu nedenle, sera gazı emisyonları üzerindeki tarımsal üretiminin endişe verici etkisi ve çözüm aranması gerektiği açıkça vurgulanmaktadır. AB’nin tarım ithalatından kaynaklanan karbon kaçaklarının azaltmak için atacağı temel adımlar Şema 2’de sunulmuştur.

Şema 2. AB’nin tarım ithalatından kaynaklanan karbon kaçaklarının azaltmak için atacağı temel adımlar.

  • AYM Tarladan Sofraya Stratejisi AB’ye tarım ve gıda ürünü ihracatı yapan ülkeleri nasıl etkiler?

Bu konuda Faichuk vd. tarafından 2022 yılında yayınlanan bir makale çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır.  AYM Tarladan Sofraya stratejisinin, AB’ye tarım-gıda ürünü ihracatı yapan ülkeleri nasıl etkileyeceğini karşılaştırmalı inceledikleri bu makaleye göre; AB ülkelerinin yanı sıra AB’ye tarım ürünleri ihracatında önde gelen birçok ülkenin, AYM tarım-gıda hedef kriterlerini karşılayamadığı,  özellikle 2030 yılına  kadar AYM hedefleri kapsamında yer alan Sınırda Karbon Düzenleme veya diğer ithalat kısıtlama mekanizmalarının devreye girmesi halinde, AB’ye tarımsal ürün satan ülkelerin ihracatlarının, ülkelere göre değişmekle birlikte, yaklaşık % 50’lere varan azalma tehdidiyle karşı karşıya oldukları” belirtilmektedir.

Bu kapsamda AYM Tarladan Sofraya stratejisinin, AB’ye tarım ürünleri satan ülkelerin ihracatlarını sekteye uğramaması ve rekabet üstünlüğünü korumaları için asgari ve kanıta dayalı olarak alması gerekn önlemler Şema 3’deki verilen uygulamaları önermektedir.

Şema 3. AB’ye tarım ürünleri satan ülkelerin ihracatlarının sekteye uğramaması ve rekabet üstünlüğünü korumaları için asgari tarımsal uygulamalar.

Bu tarımsal uygulamaların yapılması ile hem AB’nin hem de ithalat yaptığı ülkelerin iklim değişikliğine olan etkileri azaltılırken tarımsal verimliliğin ve gıda güvenliğinin de sağlanması hedeflenmektedir.

  • AB Tarladan Sofraya Stratejisi Türkiye için Tehdit mi? Fırsat mı?

AYM Tarladan Sofraya Stratejisi, her ne kadar AB vatandaşları için sağlam, esnek, sağlıklı, iklim etkisi düşük ve sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturarak gıdaya erişimi ve güvenliğini sağlamayı hedeflese de, en büyük ticaret ortağımızın iklim-nötr ilk kıta olma hedefine yönelik olarak oluşturduğu bu stratejiler hem AB ile tarım ticaretimizin sekteye uğratmaması hem de coğrafi olarak iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında Türkiye’nin de yer alması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Çünkü Türkiye’de,  iklim değişikliği ile mücadele konusunda gerekli çabaları göstereceğine dair uluslararası sözleşmeleri imzalayarak taahhütte bulunan ülkelerden biridir.

İlk olarak Türkiye’nin AYM Tarladan Sofraya Stratejisinin, AB ülkelerine olan tarım ihracatımız üzerinde tehdit oluşturabilecek dört ana faktöre ilişkin özet bilgiler Şema 4’de görülmektedir. Anacak tarım ve gıda sektörü için bu tehditler; hem AB ülkeleri hem de diğer ihracatçı ülkeler içinde geçerlidir.

Şema 4. AB Tarladan Sofraya Stratejisinin AB ülkelerine olan tarım ihracatımız üzerinde tehdit oluşturabilecek temel faktörler.

Bununla birlikte; pestisit, anti-mikrobiyal ve aşırı kimyasal gübre kullanımını azaltma, organik tarım alanlarını artırma, hayvan refahını iyileştirme ve biyolojik çeşitlilik kaybının tersine döndürülmesi acil bir konu olarak belirtilmektedir. Özellikle tarımsal üretimden kaynaklanan küresel ısınma etkisinin

yaklaşık %3’ü pestisit üretiminden ve %50’si ise sentetik gübre üretimi esnasında oluşan emisyonlarından kaynaklandığı ifade edilmektedir. Bu nedenle AB, hem birlik üyesi ülkeler hem de birliğe ihracat yapan ülkeler için hektar tarım alanı başına ilgili kriterler olan ‘sera gazı emisyonu, pestisit/sentetik gübre kullanımı ve toprak verimlilik düzeyleri’ için 2030 yılı için hedef kriterleri ortaya koymaktadır.

AB’ye tarım ve gıda ürünü ihraç eden ülkelerin AYM Tarladan Sofraya Stratejisinin uygulamaya girmesiyle birlikte, bu kriterler açından ülkelerin mevcut durumları ve yerine getirme potansiyellerini araştıran bazı çalışmalar bulunmaktadır. İlgili kriterlere göre bu kaynaklar AB-2030 hedefi, AB-28 ülkelerinin mevcut ortala değerleri ve Türkiye’nin mevcut ortalama değerleri açısından incelenmiş ve Grafik 1 ve 2 de özetlenmiştir.

İlgili kriterlere ilişkin değerlerin görüldüğü grafiklere bakıldığında; Türkiye’nin AB-28 ülkelerine göre mevcut durumunun toprak besin bütçesi dışında daha iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, Türkiye’nin 2030 yılına kadar, AYM Tarladan Sofraya Stratejisinin ilgili kriterler için belirlediği hedef değerlere ulaşma fırsatlarının, AB-28 ülkelerine göre çok daha yakın olduğu da görülmektedir.

AB’nin 2030’a kadar aynı kritereler bakımından tarım ithalatı kısıtlamalarının uygulaması durumunda; Faichuk vd. (2022) tarafından; Avrupa’ya tarım-gıda ihracatında önde gelen Brezilya ABD, Norveç, Çin ve Türkiye’den oluşan beş ülke içinde tehditleri fırsatlara dönüştürme potansiyeline muhtemelen yalnızca Türkiye’nin sahip olduğu belirtilmektedir. Buna karşılık Brezilya, ABD, Norveç ve Çin’in AB tarım-gıda pazarındaki mevcut paylarını korumalarının daha zor olacağı ifade edilmektedir.

O halde, Türkiye’nin tarımsal üretim ve AB’ye ihracatı için temel avantajlarının neler olabduğuna başlıklar halinde  yer verdiğimiz Şema 5’e  bir göz atalım.

Şema 5. Türkiye’nin tarımsal üretim ve AB’ye ihracatı için temel avantajları.

Tüm bu bilgilerin ışığı altında; AYM Tarladan Sofraya Stratejisine bağlı olarak, Türkiye’nin tarım sektörü ve AB’ye ihracatı bakımından avantajlara sahip olduğunu görülmektedir. Anacak, AB’ye olan tarımsal ihracatın 2030 yılına kadar hangi yönde gelişeceğini, Türkiye’nin mevcut tarımsal üretim yapısını sürdürülebilirlik standartlarına uygun olarak geliştirme isteği, tarım sektörünün uyum kapasitesi ve bu amaca yönelik yapılan yatırımların boyutları belirleyecektir.

Kaynaklar (AB) Tarafından Onaylanan İklim Yasası

Appunn, K. (2021). EU’s Farm to Fork strategy impacts climate, productivity, and trade. Journalism for the energy transition. Dostupno na: EU’s Farm to Fork strategy impacts climate, productivity, and trade| Clean Energy Wire.

Beltran, J. P., Berbel, J., Berdaji, I., Bernabeu, R., Fayos, C. B., Ballus, R. C., … & Vidal, M. C. (2022). The impact of the European Green Deal from a Sustainable Global Food System approach. Eur. Food & Feed L. Rev.17, 2.

Blake, R. (2020). Will the European Green Deal make agriculture more sustainable?. Outlooks on Pest Management31(5), 198-200.

Bremmer, J., Gonzalez-Martinez, A., Jongeneel, R., Huiting, H., & Stokkers, R. (2021). Impact assessment study on EC 2030 Green Deal Targets for Sustainable Food Production. Wageningen, Wageningen Economic Research, Report150.

Claeys, G., Tagliapietra, S., & Zachmann, G. (2019). How to make the European Green Deal work (Vol. 5). Brussels, Belgium: Bruegel.

Dobbs, T.L. and Pretty, J.N. (2004), Agri-environmental stewardship schemes and “Multifunctionality”. Applied Economic Perspectives and Policy, 26: 220-237.

Faichuk, O., Voliak, L., Hutsol, T., Glowacki, S., Pantsyr, Y., Slobodian, S., … & Gródek-Szostak, Z. (2022). European Green Deal: Threats assessment for agri-food exporting countries to the EU. Sustainability14(7), 3712.

Fetting, C. (2020). The European Green Deal. ESDN Report, December.

Matthews, A. (2022). Implications of the European Green Deal for agri-food trade with developing countries (No. 2450-2022-1075).

Mirici, M. E., & Berberoğlu, S. (2022). Türkiye perspektifinde yeşil mutabakat ve karbon ayak izi: Tehdit mi? Fırsat mı?. Doğal Afetler ve Çevre Dergisi8(1), 156-164.

The European Environmental Bureau (EEB)  A European Green Deal for the transition to sustainable food systems https://food.ec.europa.eu/horizontal-topics/farm-fork-strategy_en (Erişim 11.02.223)

Türe, C., & Böcük, H. (2008). Investigation of threatened arable weeds and their conservation status in Turkey. Weed Research48(3), 289-296.

Türe, C.  (2022) Avrupa Birliği (AB) tarafından onaylanan iklim yasası Eskişehir sanayi ihracatını nasıl etkiler? https://www.eso.org.tr/avrupa-birligi-ab-tarafindan-onaylanan-iklim-yasasi-eskisehir-sanayi-ihracatini-nasil-etkiler (Erişim 10.02.223)

Verschuuren, J. (2016). The Paris agreement on climate change: Agriculture and food security. European Journal of Risk Regulation7(1), 54-57.

Verschuuren, J. (2022). Achieving agricultural greenhouse gas emission reductions in the EU post‐2030: What options do we have?. Review of European, Comparative & International Environmental Law31(2), 246-257.

Wrzaszcz, W., & Prandecki, K. (2020). Agriculture and the European Green Deal. Zagadnienia Ekonomiki Rolnej/Problems of Agricultural Economics, (4).